Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu ve Cezası (TCK md. 123)
TCK 123. Madde hürriyete karşı suçlar başlığına istinaden kişilerin huzur ve sükununu bozanları cezalandırmaktadır. Bu suç tipinde suçu işleyen failin kasti olarak mağduru rahatsız ettiği görülür. Bağlı seçimlik hareketli bir suç olması da kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun bir özelliğidir.
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki değer ise mağdurun iç huzuru , hareket özgürlüğünün yanı sıra karar verme hürriyetidir. Kişilerin huzur ve sükununu bozan kişilere hapis cezası verilir. Bu ceza miktar açısından ise somut olaya göre değişiklik gösterebilmektedir. Türk Ceza Kanunu m.123:
“(1) Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
MADDE 123/A- (Ek:12/5/2022-7406/8 md.)
(1) Israrlı bir şekilde; fıziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Suçun;
a) Çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,
b) Mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,
c) Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi, hâlinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Bu maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.”
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Unsurları
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu unsurları arasında yer alan maddi unsurlar; fail, mağdur ve fiildir. Bu suçun faili herkes olabilir. Failin herhangi bir özellik taşıması gerekmez. Mağdur da herhangi bir kimse olabilir. Mağdur ya da failin kadın ya da erkek olması arasında bir fark bulunmadığı gibi herhangi bir özellik taşıması da aranmaz.
Fiil olarak geçerli olan maddi unsur ise eylemin ısrarlı bir şekilde yapılmış olması ve seçimlik hareketlerdir. Kişiye ısrarla telefon edilmesi, e-posta atılması, huzur ve sükunu bozma amacı güdülerek bu hareketlerin gerçekleşmiş olması, gürültü yapılması ya da hukuka aykırı başka davranışlar sergilenmesi suçun oluşması için yeterlidir. Bu davranışların ısrarla gerçekleştirilmiş olup olmadığına da bakılır.
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun unsurları birlikte gerçekleşirse suçun vücut bulduğu görülmektedir. Bu suç için nitelikli hallerden söz edilememektedir. Suçun manevi unsuru ise özel kasttır.
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu manevi unsuru özel kast olurken suçun taksirle ya da olası kast ile işlenmesi mümkün olmamaktadır. Bu suç neticeli bir suç olmadığından olağan koşullarda suça teşebbüs mümkün değildir.
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu seçimlik hareketli bir suç tipidir. Bu suçu işleyen kişi üç seçimlik hareketten birini yaptığında suç oluşmuş olur. Aşağıda yer alan seçimlik hareketler gerçekleştirildiği takdirde suç işlenmiş demektir:
- Israrlı telefon aramaları,
- Israrla gürültü yapılması,
- Israrlı biçimde hukuka aykırı başka davranışlar sergilenmesi.
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Israrlı Telefon Aramaları
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ısrarlı telefon aramaları yolu ile işlenebilir. Suç bu biçimde işlendiğinde telefonla rahatsız etme olarak da bilinir. Bir kimsenin özel alanına girilmek sureti ile istememesine rağmen ısrarla kendisine telefon edilmesi suçtur.
Yasaya aykırı olması nedeni ile bir kişiyi sıralı bir biçimde telefonla rahatsız etmek hürriyete karşı işlenmiş suçlar kapsamında değerlendirilir. Bir kimseye istememesine rağmen ısrarlı bir biçimde telefonla arama yapılırsa ya da mesaj atılarak rahatsız edilirse kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ortaya çıkar.
Bu suçta ısrarla arama ve mesaj gönderme eylemi yapılması yeterlidir. Mesajların içeriğinde bir şey olmaması ya da arama sırasında failin mağdurla konuşmaması fark etmez. Fail, arama sırasında mağdura müzik dinletse ya da ses dinletse dahi aramayı ısrarlı bir biçimde gerçekleştirmesi suçun vücut bulmasına yeterlidir.
Suç işlendiğinde her olayın somut özellikleri dikkate alınır ve ısrarlı aramanın buna göre değerlendirmesi mahkemece yapılır.
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Israrla Gürültü Yapma
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ısrarla gürültü yapma yolu ile de işlenebilmektedir. Bu şekilde işlenen bir suçta gürültünün mahiyetinin önemi bulunmaz. Gürültünün mağduru rahatsız etme amacı ile yapılmış olması ve ısrarla tekrar etmesi yeterlidir.
Müzik sesi, TV sesi, gürültülü konuşma, anlamsız sesler ısrarla gürültü yapma suçu için söz konusu olabilir. Israrla gürültü yapma suçunun oluşması sırasında kesintisiz olarak bir kez gürültünün yapılmış olması yeterlidir. Bu süreçte önemli olan ise ısrarlı bir şekilde huzur ve sükunu bozma amacının güdülüp güdülmediğidir.
Kişiler günlük yaşam sırasında komşuluk ilişkilerine bağlı olarak bazı seslere katlanmak zorundadır. Belirli ölçüdeki gürültülerin tolere edilmesi komşuluk ilişkileri sırasında önemlidir. Örneğin tadilat sesleri, boyacılık işlemleri ya da taşınma sırasında ortaya çıkan gürültüler buna verilebilecekler arasındadır.
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Israrla Hukuka Aykırı Başka Bir Davranışta Bulunma
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ısrarla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunma şeklinde de gelişebilir. Fail bu yolla suç işlediği zaman icra ettiği hareketin başkaca bir suç teşkil edip etmediğine bakılır.
Israrla huzur ve sükunu bozmak için belirli bir kişiye karşı yapılacak olan davranışlar bu suçun konusu olabilir. Belirli aralıklarla olmak sureti ile kapı zilinin ısrarla çalınması buna örnek verilebilir. Bir kimseye huzur ve sükunu bozma maksadı ile ısrarlı biçimde art arda e-posta göndermek de suçun oluşması için yeterlidir.
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Cezası Nedir?
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu cezası TCK 123 uyarınca belirlenir. Buna göre fail, mağdura yönelik olarak gerçekleştireceği kişinin huzur ve sükununu bozma suçu sebebi ile 3 ay-1 yıl aralığında hapis cezası alabilir.
Verilen bu ceza miktar bakımından adli para cezasına çevrilebilmeye uygun olduğundan seçenek yaptırım olarak uygulanabilmektedir. Ayrıca hapis cezası verilmiş ise cezanın ertelenmesi ya da HAGB kararı verilebilmesi de mümkündür. Son olarak, suç hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturma aşamalarında deneyimli bir ceza avukatı yardımı almanın en sağlıklı yaklaşımlardan biri olacağını belirtmek gerekir.
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Şikayet Süresi
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu şikayet süresi 6 ay olarak belirlenmiştir. Bu suç şikayete tabi bir suçtur. Şikayet şartı aranan suçlarda mağdurun şikayet hakkını kendisine tanınan yasal süre içinde kullanması gerekir. Aksi durumda savcılık süre geçtiğinde soruşturma başlatmaz.
Şikayete tabi olan suçlarda savcılık makamı kamunun temsilcisi olarak şikayetin gerçekleşmesinin ardından suç şüphesini doğrulayabilecek delilleri toplar. Delillerin yeterli olması durumunda ise bir iddianame hazırlamak sureti ile kamu davasını açar. Savcılık, soruşturmanın ardından açacağı kamu davasına da iddia makamı sıfatı ile müdahil olmaktadır.
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Zamanaşımı
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu zamanaşımı süresi 8 yıl olarak belirlenmiştir. Failin daha sonra öğrenildiği durumlarda dahi 8 yıllık zamanaşımı süresi içinde şikayet gerçekleştirildiğinde soruşturma yapılır.
Dava zamanaşımı süresi içinde şikayet gerçekleştirilmediği durumlarda ise sürenin bitiminin ardından şikayet hakkı kullanılamamaktadır. Hak kaybı yaşanmaması açısından hukuki sürelere dikkat edilmesi ve süresi içinde iken şikayet hakkının ve dava açma hakkının kullanılması gerekir.
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Uzlaştırma
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu uzlaşma prosedürlerinin uygulanabildiği suçlardan biridir. Uzlaşma prosedürlerinin uygulanabildiği suçlar için soruşturma veya kovuşturma aşamasında iken uzlaşma müessesesine başvurulması gerekmektedir.
Yargılamanın devam edebilmesi uzlaşmanın sağlanamaması durumunda mümkün olurken öncelikle uzlaşma hükümleri uyarınca anlaşmaya gidilmesi gerekmektedir.
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu HAGB
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu HAGB kararı verilebilen suç tipleri arasında yer almaktadır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması olarak kısaltılan HAGB için ceza miktarına bakılmaktadır. Bu suça öngörülen ceza miktarı HAGB kararı verilebilmesi yönünden uygundur.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği takdirde sanığın daha önce kasıtlı bir suç sebebi ile mahkumiyetinin olmaması gerekir. Ayrıca mahkeme sanığın tutum ve davranışlarını göz önünde bulundurmak sureti ile yeni bir suç işlemeyeceğine dair kanaate de sahip olmalıdır. Sanık, suç sebebi ile mağdurda ya da kamuda oluşan zararı gidermek zorundadır. Sanığın hakkında verilen HAGB kararını da kabul etmiş olması koşulu aranır.
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Görevli Mahkeme
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. Bu suçun soruşturma usulü şikayete tabi olduğu için savcılığın kendiliğinden harekete geçerek kamu davası açabilmesi söz konusu değildir.
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda mağdurun kovuşturma evresinde şikayetinden vaz geçmesi halinde dava düşmesi gerçekleşir. Bu suç için etkin pişmanlık hükümleri uyarınca hareket edilmemektedir.
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Hakkında Yargıtay Kararları
Yargıtay 2. Ceza Dairesinin, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu hakkında vermiş olduğu 09.04.2012 tarihli kararı şu şekildedir:
“Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Oluşa ve dosya içeriğine göre, katılanlarla aynı apartmanda oturan sanığın arkadaşlarını evine çağırıp gece geç saatlere kadar yüksek sesle müzik dinleyerek gürültüye neden olmaktan ibaret eylemlerini sırf katılanların huzur ve sükununu bozmak amacıyla yapmadığından 5237 Sayılı TCK.nun 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturmayacağı, 5326 Sayılı Kabahatler Kanununun 36/1. maddesinde düzenlenen “başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültüye neden olma” suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek, yazılı şekilde kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 09/04/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
Yargıtay 18. Ceza Dairesinin, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu hakkında vermiş olduğu 16.09.2019 tarihli kararı şu şekildedir:
“Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1- Sanık … hakkında mala zarar verme suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, karar tarihi itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık …’nin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2- Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kurulan hükümlere ilişkin temyiz taleplerine gelince:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, sanıkların suç tarihinde katılanlara ait eve gidip, kapısına tekme vurmak suretiyle dışarı çıkmalarını sağladıktan sonra sanık …’nin diğer sanık …’ nın boğazına bıçak ya da herhangi bir cismi dayayarak “Alın bunu öldürün, yoksa ben öldüreceğim …” gibi sözler söylediği biçiminde gerçekleştiği kabul edilen eylemlerinde, TCK’nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun unsuru olan ısrar ögesinin ne şekilde gerçekleştiğinin ve sanıkların kastının ne şekilde sırf huzur ve sükunu bozma özel kastı olarak kabul edildiğinin yöntemince açıklanmadan, eylemlerinin kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturacağı yolundaki hatalı nitelendirme ile bu suçtan mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar … ve …’nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”
Sıkça Sorulan Sorular
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Nedir, Nasıl İşlenir?
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda fail, kasti olarak hareket eder. Seçimlik hareketlerin ortaya çıkması ise suçun gerçekleşmesi için yeterlidir. Israrla hareket eden failin telefonla arama yapması, mesaj atması, gürültü gerçekleştirmesi, hukuka aykırı başka fiiller icra etmesi durumunda suç oluşur.
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Cezası Nedir?
Kişilerin huzur ve sükununu bozan faile 3 ay – 1 yıl arasında hapis cezası verilebilir. Bu suç uzlaşma kapsamında yer alan bir suç tipidir.
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Cezası Adli Para Cezasına Çevrilebilir mi?
Kişilerin huzur ve sükununu bozana verilecek hapis cezası süre bakımından adli para cezasına çevrilmeye uygundur. Ayrıca HAGB kararı verilebilen suçlardan biridir.
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu İçin Seçimlik Hareketler Nelerdir?
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda seçimlik hareketler arasında ısrarla telefon aramaları ve mesaj gönderme bulunur. Israrla gürültü yapmak ve ısrarlı biçimde hukuka aykırı başka fiilleri gerçekleştirmek de seçimlik hareketler arasında yer alır.