İfadeye Çağrılmak ve Sonrasındaki Süreç
Türk Ceza Kanunu kapsamında yer alan çeşitli suçlar bulunur. Bu suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturma yapılması gerekli olduğunda kişilerin ifadelerine başvurulabilir. Bir olay vuku bulduğunda bu konuyla ilgili şüpheli olan kişilerin olayla ilgili beyanları ifadedir.
İfade alınırken bunu savcılık bizzat gerçekleştirebilir. Ayrıca savcılığın talimatı doğrultusunda kolluk kuvvetleri de ifade alabilir. Soruşturma dosyası açılmış olan bir konu ile ilgili olarak şüphelinin dinlenmesi ifadeye çağrılma olarak adlandırılır. Savcılığın ifade alma zorunluluğu bulunmamaktadır. Savcılık kolluk kuvvetlerince alınmış bir ifade üzerine ya da sanık/şüpheli kişinin ifadesini hiç almadan da iddianame düzenleyerek dava açabilir.
Bir suç ile ilgili suç duyurusu ya da şikayet olması durumunda şüpheli kişi ifadeye çağrılır. İfade sırasında şüpheli kişinin olay hakkındaki bilgisi ve savunması alınır. Ceza soruşturması söz konusu olduğunda yalnızca şüpheli kişi ifadesi alınmak üzere çağrılmaktadır.
Bir kimse hakkında şikayet olması veya hakkında suç duyurusunda bulunulması ifadeye çağrılma nedenidir. İfadesi alınacak olan kimsenin belirtilen süresi içinde ilgili mercie gitmesi gerekir. Aksi durumda hakkında yakalama kararı çıkarılır. İfade ve sorgu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda şu şekilde düzenlenmiştir:
“Madde 145 – (1) İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır; çağrılma nedeni açıkça belirtilir; gelmezse zorla getirileceği yazılır.
Madde 146 – (1) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/20 md.) Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan veya 145 inci maddeye göre çağrıldığı halde gelmeyen şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir.
(2) Zorla getirme kararı, şüpheli veya sanığın açıkça kim olduğunu, kendisiyle ilgili suçu, gerektiğinde eşkâlini ve zorla getirilmesi nedenlerini içerir.
(3) Zorla getirme kararının bir örneği şüpheli veya sanığa verilir.
(4) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/20 md.) Zorla getirme kararı ile çağrılan şüpheli veya sanık derhal, olanak bulunmadığında yol süresi hariç en geç yirmidört saat içinde çağıran hâkimin, mahkemenin veya Cumhuriyet savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır.
(5) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/20 md.) Zorla getirme, bunun için haklı görülecek bir
zamanda başlar ve hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından, sorguya çekilmenin veya ifade almanın sonuna kadar devam eder.
(6) Zorla getirme kararının yerine getirilememesinin nedenleri, köy veya mahalle muhtarı ile kolluk görevlisinin birlikte imzalayacakları bir tutanakla saptanır.
(7) (Ek: 6/12/2006 – 5560/20 md.) Çağrıya rağmen gelmeyen tanık, bilirkişi, mağdur ve şikâyetçi ile ilgili olarak da zorla getirme kararı verilebilir.
Madde 147 – (1) Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde aşağıdaki hususlara uyulur:
a) Şüpheli veya sanığın kimliği saptanır. Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür.
b) Kendisine yüklenen suç anlatılır.
c) Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.
d) 95 inci madde hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı derhâl bildirilir.
e) Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu söylenir.
f) Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır.
g) İfade verenin veya sorguya çekilenin kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır.
h) İfade ve sorgu işlemlerinin kaydında, teknik imkânlardan yararlanılır.
i) İfade veya sorgu bir tutanağa bağlanır. Bu tutanakta aşağıda belirtilen hususlar yer alır:
1. İfade alma veya sorguya çekme işleminin yapıldığı yer ve tarih.
2. İfade alma veya sorguya çekme sırasında hazır bulunan kişilerin isim ve sıfatları ile ifade veren veya sorguya çekilen kişinin açık kimliği.
3. İfade almanın veya sorgunun yapılmasında yukarıdaki işlemlerin yerine getirilip getirilmediği, bu işlemler yerine getirilmemiş ise nedenleri.
4. Tutanak içeriğinin ifade veren veya sorguya çekilen ile hazır olan müdafi tarafından okunduğu ve imzalarının alındığı.
5. İmzadan çekinme hâlinde bunun nedenleri.
Madde 148 – (1) Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilâç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz.
(2) Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez.
(3) Yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak değerlendirilemez.
(4) Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.
(5) Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında, bu işlem ancak Cumhuriyet savcısı tarafından yapılabilir.”
İfade Vermek Nedir?
İfade vermek bir suçun şüphelisi olarak görülen kişi hakkında suç duyurusu ya da şikayet yapılması halinde gerçekleşir. Türk Ceza Kanunu uyarınca hukuka aykırı fiiller cezalandırılır. Bu fiillerin vuku bulması durumunda suç şüphelisi kimse şikayet edilmiş olabileceği gibi hakkında suç duyurusunda da bulunulabilir.
İfadeye çağrılmak sureti ile kişinin bilgisine başvurulduğunda suçla ilgili bir takım bilinmeyenlerin aydınlatılması amacı güdülür. Şüpheli kişiden alınan ifade sonucunda olayın anlatımı gerçekleşir ve sorulan sorulara da yanıt alınmış olur.
Karakolda ifade vermek söz konusu olduğunda verilen ifadenin resmi bir geçerliliği olur. İfade verilirken her söylenenin kayıt altına alınması ve ifade veren tarafından bu beyanın imzalanması belgenin delil değeri taşımasına olanak tanır.
Yasalara aykırı fiiller işlendiğinde suç ortaya çıkar. Suç teşkil eden bir fiilin haber alınmasının ardından da soruşturma başlatılır. Kendiliğinden ya da şikayete bağlı olarak başlatılabilen soruşturma kapsamında da deliller toplanır. Deliller yeterli derecede suça işaret ettiği takdirde savcılık tarafından iddianame hazırlanır ve kamu davası açılır. Mahkemenin savcılığın hazırlamış olduğu iddianameyi kabul etmesi ise kamu davasının açılması anlamına gelir.
Karakolda ifade vermek çok önemsenmese de kişinin her söylediği kayıt altına alınacağından delil niteliği taşır ve bu yönü ile de oldukça önemlidir. Soruşturma dosyası açısından delil değeri taşıyan karakolda verilen ifadelerin önemi bulunur.
İfade verme ile sorgulama kavramları da birbirinden farklıdır. Şüpheli kimsenin Cumhuriyet savcısı veya kolluk kuvvetlerine soruşturmaya konu suçla ilgili vereceği bilgiler ifadedir. Sorgu ise sanık ya da şüphelinin soruşturmaya veya kovuşturmaya konu olan suça istinaden hakim tarafından dinlenmesidir.
İfadeye Çağrılmak Nedir?
Bir kimse ifade vermek için emniyete veya savcılığa davet edilebilir. Bu çağrı o kimsenin bir suçun şüphelisi olması ile ilişkili olabilir. Kişi bir olayla ilgili şikayetçi ya da tanık statüsünde değilse ve ifadeye çağrılmış ise olayın şüphelisi olma ihtimali bulunur.
Kişinin şüpheli sıfatı ile ifadeye çağrıldığı durumlarda hukuki haklarını bilmesi yaşanabilecek hak kayıplarının engellenebilmesi açısından önem taşır. İfadeye çağrılan kişi bu sürecin nasıl yönetilmesi gerektiği hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Suç isnadı altında olan kişinin hangi sebeple bunun gerçekleştiğini bilmesi gerekir.
İfadeye çağrılmak savcılık tarafından olabileceği gibi emniyet güçleri ya da jandarma da bu işlemi yapabilir. İfadeye çağrılan kişi öncelikle bir avukattan hukuki destek almalıdır. Bu sayede iyi bir savunmanın yapılması mümkün olur. Kişi ifadeye çağrıldığında kendisine tanınan süre içinde ilgili birime başvuru yaparak ifadesini vermelidir.
İfadeye çağrılan kişiye davetiye gönderilir. Kişiye gönderilen davetiyede ise hangi tarihte ve nerede ifade vereceği açıkça belirtilir. Davetiye gerekçeli olarak hazırlanmak zorundadır. Günümüzde karakoldan ya da savcılıktan aranarak da kişi ifade vermek üzere çağrılabilmektedir.
Davetiyede yer verilen bilgiler arasında ifade vermeye çağrılan kişinin gelmediği takdirde zorla getirileceği bilgisidir. İfadeye çağrılan kişinin davete uymaması halinde de hakkında zorla getirme kararı uygulanabilmesi mümkün hale gelir.
İfadeye Çağrılmak Nasıl Olur?
İfade vermek için çağrılan kişiye bildirim gelir. Bu bildirim jandarma, emniyet güçleri veya savcılık tarafından ilgili kişiye tebliğ edilir. Yapılan tebligatta kişinin nereye ifade vermek üzere gelmesi gerektiği ve bunun süresi belirtilir.
İfadeye çağrılan kişi kendisinden talep edilen yasal yükümlülüğünü yerine getirmek zorundadır. Bir kimse ifadeye çağrıldığı halde gitmediği takdirde suç işlemiş olur. Kişinin çağrıldığı anda hemen gitmesi gerekmemekle beraber makul bir süre içerisinde giderek ifade vermesi beklenir.
İfade vermeye gitmeyen kişi için savcılık tarafından yakalama kararı ya da zorla getirme kararı çıkarılabilir. Kişi hakkında çıkarılacak olan bu tür bir kararın ardından da kolluk kuvvetleri vasıtası ile ifade vermeye götürülmesi söz konusu olur.
Şüpheli veya sanık ifadeye çağrıldığında suç konusu ile ilgili olarak hukuk kuralları çerçevesinde olayla ilgili bilgisine başvurulur. Suç isnat edilen kişinin ifadesi alınırken objektif olunması ve kapsamlı bir biçimde bilgilerin elde edilmesi oldukça önemlidir. İfade alma işlemini kolluk kuvvetleri veya savcılık yapabilir.
İfade alma işlemi ile sanık ya da şüphelinin dinlenmesi soruşturma sürecine yön veren bir çalışmadır. Maddi gerçeğe ulaşma konusunda ifade alınma sürecinin önemi büyüktür. Bu nedenle de hukuk kurallarına uygun olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Şüpheli ya da sanık suç isnadı altında olduğu konu ile ilgili bilgisini kolluk kuvvetlerine ya da savcıya verdiğinde ifadesi alınmış olur. Hakim karşısında şüpheli ya da sanığın suç isnadı altında olduğu konu ile ilgili bilgilerini paylaşması ise sorgu olarak adlandırılır.
İfadeye Çağrılan Kişi Ne Yapmalıdır?
Kişinin ifade vermek üzere çağrılmasının ardından kendisine belirtilen süre içerisinde ilgili birime başvuru yapması ve ifadesini vermesi gerekir. Yasal bir yükümlülük olan ifade verme yerine getirilmelidir.
İfade verme sırasında polis ifadeyi alıyor ise ifadesi alınan kişilere çeşitli sorular sorar. Şüpheli, sanık olan kişilere polisin sorabileceği sorular lüzumlu olan konulardadır. Kolluğun ifade alma sürecinde takdir hakkı yoktur ve aynı zamanda bir değerlendirme mercii de değildir. İfadesi alınan kişinin hukuki haklarına riayet edilmesi zorunludur.
Bu sebeple de ifade alma işlemi sırasında yasalara uygun şekilde hareket edilir. İfadeye çağrılan kişinin yasal haklarını bilmesi önemlidir. Bir ceza avukatı ile ifade vermeye gitmek daha doğru olur. Kişinin haklarının korunması ve hak kayıplarının engellenmesi açısından bu durum önemlidir.
İfade Vermek Mecburi midir?
Bir kimsenin sanık ya da şüpheli sıfatı ile ifade vermeye çağrılması halinde ifade verme mecburiyeti bulunmaz. Bununla birlikte kişi ifadeye çağrılmasına rağmen gitmedi ise suç işlemiş kabul edilir.
İfade verme sürecinde bazı hususlar dikkate alınır. İfadesi alınan kişileri ilgilendiren bu ayrıntıların bilinmesi hak kaybı yaşanmasının engellenebilmesi açısından gereklidir. Ayrıca ifade verme sürecinde bir ceza avukatından hukuki destek alınması da uygun olur.
İfade Nasıl Alınmaktadır?
İfade alınırken öncelikle kişinin kimlik tespiti yapılması gerekir. İfade almaya başlanmadan önce veya sorgulama yapılmadan kişinin kimliğinin tespit edilir. Bu aşamada sanık ya da şüphelinin kendisinden talep edilen bilgileri doğru vermesi beklenir.
Ardından gelen süreçte ise sanık ya da şüpheliye suç isnadının anlatılması gerekir. Sanık ya da şüphelinin ifadesi alınmadan önce kendisine avukat tutabileceğinin hatırlatılması da bilinmesi gerekenler arasındadır. Şüpheli veya sanık sıfatına haiz olan bir kimse için susma hakkı en temel savunma haklarından biridir. Bu hakkın da ifade alınmadan önce hatırlatılması zorunludur.
Şüpheli ya da sanık haklarından biri de soruşturma ya da kovuşturma aşamasında delil toplanmasını isteme hakkıdır. Sanık ya da şüpheli kimseye kendisi ile ilgili olarak kişisel ve ekonomik durumunun sorulması da gerekir.
İfadesi Alınan Kişinin Hakları Nelerdir?
- İfadesi alınan kişinin hakları söz konusu olduğunda öncelikle kendisine yüklenen suçun anlatılması gerekir.
- Ayrıca kişiye kendisini savunması için bir avukat tutabileceği de hatırlatılır.
- Sanık ya da şüpheli kimseye kendisine yüklenen suça istinaden susma hakkını kullanabileceği bildirilir.
- Sanık ya da şüpheli somut delillerin toplanmasını isteme hakkına da sahiptir.
Karakolda İfade Verdikten Sonra Ne Olur?
Bir suç işlendiğinde mahkemece yargılamaya geçilmeden önce çeşitli deliller toplanır. Yargılama aşamasının önemli süreçlerinden biri de ifade vermedir. Yargılama aşamasının temeli verilen ifadeler üzerine şekillenir.
İfade verirken çok sayıda unsura dikkat edilmesi gerekir. Yanlış verilen bir ifade ile suçsuzken suçlu pozisyonuna düşülebileceği gibi kişinin zan altında kalması da mümkündür. Ceza avukatından alınacak hukuki destek bu sürecin doğru yönetilebilmesi açısından gereklidir.
Karakolda verilen ifade geçerlidir ve resmi değer taşır. Avukatsız verilmiş bir ifadeden dönülebilmesi daha kolaydır. Kişi kötü muameleye maruz kalmış ise, tehdit ve baskı altında ifadesi alındığında verilen ifadenin geçerliliği olmamaktadır.
Savcılığa İfade Verdikten Sonra Ne Olur?
Savcı tarafından bir kimsenin ifadesi alındıktan sonra adli kontrol talebi veya tutuklama talebi doğrultusunda Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilmektedir. Sulh Ceza Hakimliği bu aşamada kişinin tutuklu kalıp kalmaması konusunda karar verir.
Sulh Ceza Hakimliğinin yapacağı sorgulamanın bu süreçte önemi vardır. Kişinin bu sorgu kısmından sonra akıbeti hakkında karar verilir. Sulh Ceza Hakimine sevk edilen bir kimse hakimin kararı doğrultusunda yargılama boyunca serbest bırakılabileceği gibi yargılamasına tutuklu olarak da devam edilebilir.
İfade alınmasının amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bir kimse hakkında ikinci kez aynı olaya ilişkin ifade alınacağı zaman bu işlemi Cumhuriyet savcısından başkası yapamamaktadır. Kişinin ifadesi alındıktan sonraki süreçte somut olayın özelliğine göre hareket edilmektedir.
Suçun niteliğine ve somut olaya göre savcının ifadesi alınmış olan şüpheliyi serbest bırakma durumu söz konusu olabilir. Buna ilaveten savcılık kişi hakkında tutuklama isteminde bulunarak Sulh Ceza Hakimliğine de sevk gerçekleştirebilir.
İfade Verirken Avukat Desteği Gerekli midir?
İfade vermek üzere çağrılan bir kimsenin yasal açıdan gözaltına alınması söz konusu olurken ifadesini verdikten sonra suçlu olduğu yönünde bir kanaat oluştuğu takdirde tutuklama talebi ile sevki gerçekleşebilir.
İfade sırasında kişiye birtakım sorular yöneltilir. Bu sorulara verilen cevapların önemi vardır. İfade verme sürecinin başlangıcı karakol olurken savcılığa sevkin ardından son aşama Sulh Ceza Hakimliği olmaktadır.
Avukatlık mesleği kişinin hukuki süreçlerde sanık ya da mağdur olması durumunda savunmasının yapılabilmesine imkan tanır. Ceza avukatı ile temsil edilmek kişinin hak kayıpları yaşamasını engelleyeceği gibi savunmasının da doğru yapılmasına olanak tanır.
Bir kimse suçun şüphelisi ya da sanığı olabilir. Buna ilaveten bir olaya tanık olmuş bulunabilir. Kişinin hakları alanında uzman bir ceza avukatı tarafından savunulduğu takdirde sürecin hukuka uygun şekilde ilerlemesi kolay olur. Zaman tasarrufu da bu yolla sağlanabilir.
İfadeye Gidilmediğinde Ne Olur?
Kişiye gönderilen ifade verme çağrısına binaen kendisine bir süre tanınır. Bu yasal süre kişinin ifadeye vermek üzere ilgili birime başvurması için kendisine tanınmaktadır. Bu süre sonlandığında ve henüz ifade vermek üzere başvuru yapılmamış ise kişi hakkında yakalama kararı çıkarılabilir.
İfadeye çağrılan kişinin kolluk kuvvetlerince yakalanması durumunda zorla karakola ya da savcılığa sevki gerçekleştirilir.
İfadeye Gitme Süresi
İfadeye çağrılan kişi için ifadeye gitme süresi 24 saattir. Karakolda ya da savcılıkta verilen ifadenin hukuki geçerliliği bulunur. Bir ifade verilirken kişinin özgür iradesi doğrultusunda bunu gerçekleştirmiş olmasının büyük bir önemi vardır.
Bir kimsenin ifadesi alınırken tehdit ve şantaj unsurları kullanılmış ise, zorlama mevcutsa bu ifade geçerli olmaz.
Karakolda Verilen İfade Sicile İşler mi?
Adli sicil kaydı ya da halk arasındaki adı ile sabıka kaydı bir kimse hakkında kesinleşmiş olan cezaların tutulduğu kayıtlardır. Karakolda verilen ifadeler adli sicil kaydında yer almaz. Adli sicil kaydına işlenecek bilgiler mahkemece yargılama yapıldıktan sonra kişi hakkında kesinleşmiş olan mahkeme kararlarıdır.
İfadesi alınan kişinin daha sonraki süreçlerde de sabıka kaydına herhangi bir bilgi işlenmemektedir. Sanık ya da şüphelinin ifadesi sabıka kaydına işlenen bir bilgi değildir.
İfade Alınmadan Savcılık Dava Açar mı?
İfade kolluk kuvvetlerince ya da savcılık tarafından alınabilir. Kolluk kuvvetleri ifade almış ise savcılık buna dayanarak dava açabilir. Savcılığın şüpheli ya da sanıkla ilgili olarak yeterli suç şüphesine yol açan delil elde etmesi durumunda iddianame hazırlamak sureti ile dava açabilmesi mümkündür.
Savcılığın açacağı dava kamu davası niteliği taşır ve iddia makamı olarak bu davanın taraflarından biri de savcılıktır.
Karakoldaki İfadenin Ardından Dava Ne Zaman Açılır?
Karakoldaki ifadenin ardından savcılık yeterli suç şüphesi oluşturan delil tespit etmiş ise bir iddianame hazırlar ve kamu davasını açar. Şüpheli ifade verdikten sonra hakkında dava açılması zorunlu değildir.
Savcılığın şüpheli hakkında suç işlediği yönünde kanaati hasıl olmuşsa ve deliller de bu yönde ise kamu davası açılır. Bu davanın açılma süresi ise 3-6 ay arasında değişebilmektedir. Bununla birlikte kesin bir süre vermek yanıltıcı olabilir. Dava açılacağı zaman somut olayın özelliklerine göre hareket edildiği görülür.
Karakolda İfade Verdikten Sonra Değişiklik Yapılabilir mi?
Karakolda avukat desteği alınmadan verilmiş olan bir ifadenin değiştirilmesi kolaydır. Buna ilaveten verilmiş olan ifade yargılamanın herhangi bir sürecinde değiştirilebilmektedir. Bir ifadenin tutarlı olması ise geçerli kabul edilebilmesi açısından ayrı bir öneme sahiptir.
İfade alınırken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunur. Öncelikle ifadesi alınan kişinin özgür iradesi ile hareket ediyor olması gerekir. İfade alınırken bir kimseye kötü muamelede bulunulamaz. İfadesi alınan kişiye karşı cebir, tehdit ve benzeri uygulamalar yapılması da kanuna aykırıdır.
Bu tür bir durumun hasıl olması ifadenin geçersiz sayılmasına yol açar. Kişi ifadeye çağrıldığında haklarını bilerek hareket etmelidir. Bunun için de bir ceza davası avukatından yardım alınmasının ayrı önemi bulunur.
Kişilerin hak kaybı yaşamaması, suçu olmamasına rağmen suçlu muamelesi görmemesi için hukuki desteğin önemi büyüktür. İfadeye çağrılmak basit gibi görünse de dikkat edilmesi gereken önemli bir konudur.
İfade verilmesi sonuçları bakımından önemli neticeler doğurabilecek bir husustur. Bir kimsenin konuya ilişkin beyanları alınırken mutlaka bir avukat desteği alınması önemlidir.
Sıkça Sorulan Sorular
İfadeye Çağrılmak Nedir?
Suç teşkil eden fiillerin işlenmesi durumunda bir kimse hakkında şikayet ya da suç duyurusu yapılmış ise sanık ya da şüpheli görülen kişinin bilgisine başvurulmak üzere savcılığa ya da karakola davet edilmesidir.
İfadeye Çağrılmak Nasıl Olur?
İfadeye çağrılan kişi savcılık veya kolluk kuvvetleri tarafından davet edilir. Şüpheli veya sanığın kendisine davette iletilen süre içerisinde ilgili birime giderek ifade vermesi gerekir.
İfadeye Çağrılan Kişi Gitmek Zorunda mıdır?
İfadesine başvurulacak olan kişi kendisine iletilen davete gitmek zorunda olmamakla beraber davete icabet etmediği takdirde hakkında yakalama ve zorla götürüme kararı çıkarılabilir.