Cinsel Suçların İspatı

Cinsel suçlar ceza davası kapsamında yer alır. Bu tür suçların ispat edilebilmesi zordur ve bu sebepten somut delillere gereksinim duyulur. Yargıtay kararları incelendiğinde deliller konusunda birtakım kriterlerin dikkate alındığı görülür. İspatı zorlaştıran en önemli unsur fail ve mağdurun yalnız kalmış olmasıdır. Mağdurun şikayet etme konusunda geç kalması da suçun ispatını zorlaştıran önemli nedenlerden biridir.
Çocuklara karşı işlenen cinsel suçlar söz konusu olduğunda çocuk psikolojisinin de değerlendirilmesi gerekir. Delillerin incelenmesi sırasında ise bazı kriterlerin dikkate alınması zorunludur. Failin yanı sıra mağdurun yaşı, mesleği, akrabalık ilişkisinin varlığı ve diğer hiyerarşik ilişkiler deliller incelenirken önemli hale gelir.
Cinsel suçlar konusunda Türk Ceza Kanununda yapılan düzenlemeler kapsamında cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar başlığında yer alan cinsel içerikli suçlar maddelere ayrılmıştır. Bu maddeler aşağıdaki gibi sıralanır:
- TCK 102 cinsel saldırı,
- TCK 103 çocukların cinsel istismarı,
- TCK 104 reşit olmayanla cinsel ilişki,
- TCK 105 cinsel taciz.
Cinsel suçlar hakkında yargılama yapılırken diğer suçlardan farklı olarak karmaşık ve zorlu bir takım süreçlerden söz edilmesi gerekir. Suçun işlenip işlenmediğinin anlaşılabilmesi için delillerin incelenmesi gerekir. Bu tip suçlarda geçerli kabul edilen delil türleri aşağıdaki gibidir:
- Beyan delilleri,
- Belge delilleri,
- Belirti delilleri.
Beyan delilleri söz konusu olduğunda tanık, sanık ve katılan tarafından yapılacak beyanların önemi vardır. Belge delili olarak kabul edilen kanıtlar arasında ikrar özelliği taşıyan mesajlar, katılan ve sanığın mektupları ve benzeri evraklar yer alır. Olay yerinde elde edilen DNA örnekleri, ses veya video kayıtları da belirti delilleri olarak kabul edilir. Bu tür suçlarda mahkemece tüm deliller vicdani delil sistemi uyarınca serbestçe değerlendirilir.
Cinsel suçların ispatı konusunda değinilmesi gereken bir diğer husus, hukuka uygun ispat araçlarının kullanılarak etkin bir şekilde ileri sürülmesi sürecinde uzman yardımı alınmasının faydalı olacağıdır. Bu nedenle sürecin uzman bir ceza avukatı yardımıyla yürütülmesi yarar sağlayacaktır.
Cinsel Suçların Soruşturma ve Kovuşturmasında Maddi Deliller
Cinsel suçların soruşturma ve kovuşturmasında maddi delillerin önemi bulunur. Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma aşamasında deliller değerlendirilir. Kovuşturma sürecinde mahkeme ve hakim açısından eylemin sübut edip etmediğinin önemi vardır. Sübutun delillendirilmesi ile rızanın olup olmadığı da önemli hale gelmektedir.
Soruşturma aşamasında elde edilecek delillerin özel bir şekilde incelenmesi gerekir. Telefon kayıtları, DNA örnekleri, ses kayıtları, sanık savunması, mesajlar, tanık beyanı, mağdur beyanı, keşif sırasında tutulan tutanaklar ve diğer unsurların özenle incelenmesi gerekir. Cumhuriyet savcısı tarafından yapılacak olan soruşturma aşamasında teşhis işleminin usulüne uygun biçimde yapılmasının önemi vardır.
Mağdurun ilk beyanı esas kabul edileceğinden daha sonraki aşamalarda bu beyan değişse bile ilk beyan geçerli olur. Tanık beyanlarının denetlenebilir olmasına dikkat edilmesi gerekir. Tıbbi deliller suçun ispatı açısından önem taşıdığından laboratuvar ortamında test edilmesi önemlidir. Maddi delillerin suçun ispatına yönelik olarak doğrudan etki etme gücü bulunur.
Bunlar el koyma ve arama aşamalarında elde edilir. Savcılık makamının soruşturma başlatması ile delillerin toplanması söz konusu olur. Bu aşamada savcılık yeterli suç şüphesine imkan tanıyan delil elde ettiğinde kamu davasını açma yetkisine sahiptir. Parmak izi, vücuttan alınacak örnekler ve benzer deliller de bilimsel delil olma özelliğine sahip olduğundan bunların da suçun ispatı açısından değeri vardır.
Somut olayın değerlendirilmesi sürecinde ise rızanın varlığına bakılır. Rızanın varlığı delil ve araştırmaların boşta çıkmasına yol açacağından bu unsurların bir bütün olarak incelenmesi zorunludur. Cinsel suçlarda inceleme yapılırken yaş unsuru da oldukça önemlidir. 15-18 yaş aralığındaki bir kişiye karşı işlenen cinsel suçlar söz konusu ise suçun niteliği değişecektir. Bu durumda reşit olmayanla cinsel ilişki kapsamında değerlendirilecek olan suç için öngörülen ceza miktarı da farklı olur.
Cinsel Suçların İspatı ve Deliler
Cinsel suçların açığa çıkarılması sürecinde deliller oldukça önemlidir. Bu tür suçların ispat aşaması oldukça karmaşık ve zorlu süreçleri kapsadığından detaylı bir çalışma yapılmasını gerekli kılar. Hukuk sisteminde delillerin önemi büyüktür. İspatın sağlanabilmesi açısından delillere ihtiyaç duyulur.
Delillerin açık olması ve hakkaniyetle karar verilmesine imkan tanıması en önemli özellikleri arasındadır. Delillerin özelliklerinden biri de beş duyu organı tarafından duyumsanabilir olmasıdır. Cinsel suçlarda ispat ve sübut konusu önemli sorunlardan biridir.
Cinsel Suçların İspatında Delillerin Özellikleri
TCK 102. Madde ve devamında yer alan maddeler uyarınca cinsel suçlar konusunda düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Cinsel suçlar kapsamında yapılacak olan ceza yargılaması aşamasında hakimin mağdur ve tanığı dinlemesi gerekirken maddi deliller kapsamında da karar vermesi icap eder. Cinsel suçların ispat edilebilmesi zordur. Bu kapsamda delillerin ne kadar önemli olduğunun unutulmaması gerekir.
Sanığın suçluluğuna karar verileceği zaman suçun ispatının önemi oldukça fazladır. Bu tür bir davada elde edilecek her delil ayrı ayrı öneme haizdir. Cinsel suçlarda üstün tutulan delillerin başında mağdur beyanları gelmektedir. Cinsel suçlar konusunda elde edilebilecek deliller aşağıdaki örnekleri içerir:
Oral /Ağıza Sokma
Cinsel suçlarda oral/ ağza sokma en sık karşılaşılan fiiller arasında yer almaktadır. Bu tür bir durumun vuku bulması halinde suçun ispatı açısından inceleme yapılması gerekir. Ağızdan alınacak biyolojik örnekler mahkeme tarafından delil olarak değerlendirilir.
Fail ve Mağdur Arasında Önceden Tanışıklık Olması
Fail ve mağdur arasında önceden tanışıklık olması veya akrabalık ilişkisinin varlığı önemli konulardan biridir. Geçmişten gelen tanışıklığın suçun gerçekleşmesi konusunda etkileri olabilir. Bazı durumlarda mağdur çevre baskısından çekindiği için rızası dışında eylemin gerçekleştiğini iddia edebilir. Önceden arkadaşlık etmiş olmak bazen husumetin nedenini de açıklama konusunda dikkate alınır.
Mağdurun faile iftira atmasını gerekli kılan herhangi bir sebebi olmaması da yargılama sırasında dikkate alınacak ölçütler arasındadır. Maddi gerçeğin açığa çıkarılması sürecinde fail ve mağdur arasında geçmişe dayalı bir ilişkin olup olmadığının önemi vardır.
Mağdur Beyanı ve Hayatın Olağan Akışına Uygunluk
Mağdur beyanı ve hayatın olağan akışına uygunluk yargılama sırasında dikkate alınacak kriterlerden biridir. Sosyal yaşam devam ederken alışılagelen davranışlar normal kabul edilir. Cinsel suçlarda mağdur kaçma imkanı olmasına rağmen kaçmadığında bu durum hayatın olağan akışına ters kabul edilir. Mağdurun fail ile olayın ardından görüşmesi ya da evde misafir olmasına rağmen cinsel saldırının gerçekleşmiş olması da hayatın olağan akışına ters düşen davranışlar arasında kabul edilir.
Yetkili Makamlara Geç Bildirim Yapılması
Yetkili makamlara geç bildirim yapılmasının bir takım sakıncaları vardır. Öncelikle maddi delillerin elde edilmesi noktasında bu tür bir durum zarar vericidir. Delillerin azalmasına yol açan geç bildirim mağdur beyanına olan güvenin de azalmasına sebep olur. Geç bildirimin neden yapıldığı yargılama sırasında dikkate alınması gereken hususlardan biridir. Bazı hallerde geç bildirimin haklı bir nedene dayanması ve iddia edilen suçun delillerle desteklenebilir özellikte olması yargılamanın sonucunu etkiler.
Çelişkili Beyanlar Verilmesi
Soruşturma sürecinde beyanların önemi vardır. Beyanların tutarlılığının önemi büyüktür. Birbiri ile uyum içinde olan beyanların tutarlılığına bakılır. Beyanların samimi nitelikte olması da gerekir. Aksi durumda mahkemede oluşacak kanaat kişinin olayı kurguladığı yönünde olabilir. Çelişkili beyanlar verilmesi dava üzerinde etkili olan unsurlardan biridir.
Çocukların beyanları söz konusu olduğunda ise olaya farklı bir açıdan yaklaşmak zorunlu olur. Genel görüş ise çocuklar bu tarz konularda kolay bir şekilde yalan söyleyemez olduğu yönündedir. Bazı durumlarda boşanma davalarında anneler eşlerine karşı çocuklarını kullanarak velayetin kendisinde kalması amacı ile çocuğa telkinde bulunabileceğinden bu hususların dikkate alınması da mahkemece yapılır.
Mağdurun Direnme Şansı Varsa Bunu Tercih Edip Etmediği
Mağdurun direnme şansı varsa bunu tercih edip etmediğinin de yargılama aşamasında önemi vardır. Mağdurun direnmemesinin veya yardım talep etmemesinin suçun sübutu açısından bir karine şeklinde değerlendirilmesi doğru değildir. Mağdur, olayın vuku bulması sırasında ciddi manada failden korkabilir. Failin alkol ya da uyuşturucu tesirinde olması da mağdurun direncini kırabileceğinden bu hususlar da dikkate alınır. Mağdur açısından geçerli sebeplerin varlığı söz konusu olmadığında ise rızanın varlığından söz edilebilecektir.
Mağdur ve Failin Arkadaşlığı veya Husumetin Varlığı
Mağdur ve failin arkadaşlığı veya husumetin varlığı da suçla ilgili yargılama sırasında dikkate alınır. Cinsel suçların işlenmesi sırasında çoğunlukla bir tanıdık tarafından fiilin gerçekleştirilmesi söz konusu olur. Mağdur ve fail arasında bir arkadaşlık olup olmadığının anlaşılması eylemin daha önce gerçekleşip gerçekleşmediğini anlama noktasında önem taşır. Rıza varsa bunun sınırlarını anlayabilmek açısından da fail ve mağdur arasında arkadaşlık olup olmadığı önemlidir.
Mağdurun rıza göstermiş olması eylemi suç olmaktan çıkarır fakat bu rızanın sınırsız olmadığı dikkate alınır. Sanık ve mağdurun arkadaş olmasının her zaman rızanın varlığına işaret ettiğini söylemek mümkün değildir. Bunun yanı sıra arkadaşlıktan farklı olarak sanık ve mağdur arasında bir husumetin olması da dikkate alınır. Husumetin varlığı mağdur beyanları açısından önemli olurken bu beyanın şüpheli kabul edilmesi üzerinde etkilidir. Mağdura yönelik gerçekleşecek olan cinsel suçta husumet etkili olabilen bir husustur.
Mağdurun Bağırması
Mağdurun bağırması durumunda sanık eylemlerini sonlandırabilir ya da olay yerinden kaçabilir. Bununla birlikte sanığın mağdurdan daha güçlü olması ve eylemi gerçekleştirebilmek için olumsuzlukları göze alması söz konusu olabileceğinden mağdura karşı bir takım tehditleri de kullanabilir. Sanık kandırma olgusundan da suçu işlerken yararlanabilir. Kandırma veya aldatma çeşitli biçimlerde gerçekleşebilir.
Evlenme vaadi ile mağdurun aldatılması, mağdurun bir yere götürülmeye ikna edilmesi de bu tür eylemler arasındadır. Mağdurun karşılık verebilme gücünün olup olmadığının değerlendirilmesi de yargılama sürecinde dikkate alınacak hususlar arasındadır.
Mağdur Beyanına İtibar Edilmesi
Mağdur beyanına itibar edilmesi cinsel suçlar açısından önemli konulardan biridir. Yargıtay bu tür suçlarda mağdur beyanını dikkate almaktadır. Cinsel suçlar söz konusu olduğunda somut olayın değerlendirilmesi sürecinde genellikle mağdur beyanı dışında delil bulmak zordur.
Mağdur beyanlarının itibar edilebilir olması tıbbi bilirkişi aracılığı ile desteklendiğinde daha kolaydır. Mağdurun şüpheli beyanlar vermesi durumunda ise sanık hakkında verilecek kararın beraat yönünde olması gündeme gelir. Şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca mağdurun şüpheli beyanlar vermesi durumunda sanık hakkında verilecek beraat kararı söz konusu olur.
Cinsel Suçlarda Biyolojik Deliller
Cinsel suçlarda biyolojik deliller de önemli konulardan biridir. Bu tip suçlarda en önemli deliller arasında kabul edilen biyolojik deliller birçok yerde bulunabilir. Mağdurun üzerinde, olayın gerçekleştiği yerde, mağdura ait eşyaların üzerinde bu tür delillere rastlanabilir. DNA örnekleri alındığında olayda kaç kişinin bulunduğu, sanığın kim olduğu, mağdur ve sanık beyanlarının doğruluğu gibi konular açıklığa kavuşturulabilir.
DNA örneklerine ilaveten doktor tarafından verilecek raporların da önemi vardır. Dosyaya konulacak olan doktor raporlarına ek olarak tanık beyanları da alınır. Tanık beyanları her zaman için önemli deliller arasında yer aldığından doktor raporu olmasına rağmen eylemin niteliğini değiştirebilme özelliğine sahip olur.
Mağdurun vücudundan alınacak olan örnekler biyolojik delillerin tespiti açısından önemli olurken bu örnekler sürüntü olarak adlandırılır. Sürüntü örnekleri aracılığı ile olayın gerçekleşme zamanı veya cinsel istismarın ya da saldırının organ sokma yolu ile gerçekleşip gerçekleşmediği gibi çok sayıda konu aydınlanabilir.
Sanığın Teşhis Edilmesi
Mağdur bazı hallerde tanığı teşhis edebilir. Sanığın teşhis edilmesi noktasında şüphe oluştuğu takdirde ise şüpheden sanık yararlanır ilkesi devreye girer. Sanık; mağdur veya tanık tarafından teşhis edildiği takdirde cinsel suç sübuta ermiş olur. Cinsel suçları ilgilendiren önemli konulardan biri de genellikle tanık bulunmasının zor olmasıdır. Olaya ilişkin tanık varsa tanıklara sanık teşhis ettirilmelidir. Olayın üzerinden uzun bir zamanın geçmiş olması durumunda ise yapılacak teşhis işleminin şüpheli kabul edilmesi uygun olur.
Duhul- Ekimoz-Eritem
Yargıtay kararları doğrultusunda duhul kısmi olarak ya da tam şekilde gerçekleşmiş olabileceğinden değerlendirme bu kapsamda yapılmaktadır. Her iki halde de suçun nitelikli hale gelmesi arasında ise bir fark görülmez. Duhule müsaitlik olmaması durumunda cinsel saldırının gerçekleşmesi mümkün olmamaktadır. Ekimoz ise bir travmaya bağlı olarak cilt altında oluşan kılcal damar hasarlarının yol açtığı renk değişikliğidir.
Kılcal damarlarda oluşan travmanın neticesinde kan cilt altına sızar ve ciltte morarma ve sonrasında bir takım renk değişiklikleri oluşur. Ekimoz bulgusu cinsel suçu doğrulamamakla beraber ifadelerde yer verilen yaralamaya ilişkin bir bulgudur. Geçici damar genişlemelerinin yol açacağı kırmızı-pembe renk değişikliği eritem olarak adlandırılır. Cinsel davranışların yol açabileceği değişikliklerden biri de eritemdir. Eritemin bir diğer özelliği ise olay sonrasında hemen oluşmasıdır.
Fotoğraf ve Video Kayıtları
Kamera kayıtları suçun işlendiği yönünde bir delil oluşturabilir. Cinsel eylemin kamera kayıtlarında açıkça görülmesi durumunda suçun niteliği anlaşılabilir. Video kayıtları sanığın ya da varsa sanıkların eylemi ne şekilde gerçekleştirdiğini ve katılımın ne şekilde olduğunu anlamaya yarar. Sanık ya da mağdurun görüntüleri kayda alması ve daha sonra bunları sosyal medya üzerinden yayınlaması durumunda ise TCK 132. Madde ve TCK 139. Madde arasında düzenlenmiş olan suçlar da gündeme gelebilmektedir.
Cinsel Suçlarda HTS Kayıtları
Cinsel suçlarda HTS kayıtları cinsel taciz suçu açısından doğrudan delil olarak kabul edilmez. Bu kayıtlarda konuşmanın içeriği yer almaz. Konuşan kişinin konuşma süresi, ne zaman ve nerede konuştuğu gibi veriler bu kayıtlardan elde edilebilir. HTS kayıtlarının yanı sıra sanık savunmasının ve mağdur beyanlarının dinlenmesi esas alınmalıdır.
HTS kayıtları aracılığı ile arayan ve aranan bilgilerine ulaşılabilir. Sinyal alınan baz istasyonu, konuşmanın zamanı ve süresi de bu kayıtlardan elde edilir. Bu kayıtlar aracılığı ile sanığın suç tarihinde suç mahallinde olup olmadığı anlaşılabilir. Ayrıca bu kayıtlar vasıtası ile sanık ve mağdur arasındaki ilişkinin boyutu anlaşılabilmektedir. Mağdur ve tanık beyanları ile HTS kayıtları arasındaki uyumun değerlendirmesi yapılacağı zaman somut olaya göre hareket edilmesi uygun olur.
Cinsel Suçlarda Livata Bulgusu
Cinsel suçlarda livata bulgusu da değerlendirilen veriler arasındadır. Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulundan kronik livatanın sorulması icap eder. Livata bulgusu elde edilemediğinde sanık eylemi, basit cinsel istismar olarak düşünülebilir. Olay üzerinden zaman geçtiğinde ya da tehdit veya kayganlaştırıcı madde kullanılmış ise livata bulgusuna da rastlanmayabilmektedir.
Cinsel Suçlarda Sürtünme
Mağdurun bedeni üzerinde sürtünme gerçekleşmiş ise bunun nerede olduğunun bir önemi bulunmaz. Birden fazla defa gerçekleşen ve zamana yayılan sürtünme eylemi karşısında zincirleme suç hükümleri uyarınca hareket edilmesi gerekir. Sanık eylemlerini gerçekleştirirken okşama yolu ile de suç işleyebilir. Okşama eylemi özelliği sebebi ile basit cinsel istismar ya da cinsel saldırı suçu olarak değerlendirilebilecek fiiller arasında yer alır.
Cinsel Suçların İspatında Delil Olmaması
Beyan, belge ve belirti delili olarak adlandırılan kanıtlar iddianın doğrulanması veya çürütülmesi yönünde öneme sahip verilerdir. Cinsel suçları diğer suçlardan ayıran önemli bir özellik de delil bulmanın zorluğudur. Bu tip suçlar diğer suçlara kıyasla gizli işlenir. Kimsenin bulunmadığı, güvenlik kameralarının olmadığı, ıssız yerler genellikle suçun işlendiği alanlardır. Bu tip suçların tanığı da genellikle olmaz. Bu sebeple de mağdur beyanlarının önemli kabul edildiği görülmektedir.
Cinsel suçlar mağdur üzerinde derin travmalara yol açabilme özelliğine sahiptir. Fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan birçok zarara sebep olabilen cinsel suçlar karşısında bu suça maruz kalan kişilerle görüşmek oldukça zor olabilmektedir. Çocuklara karşı işlenen cinsel suçlar için de daha özel bir yaklaşıma sahip olmak gereklidir. Bu konuda uzman kişilerce yapılması gereken görüşmeler sırasında çocuk veya yetişkin bir bireye karşı eğitimli ve tecrübeli kişilerin görev alması gerekir.
Cinsel Suçlarda İhbar ve Şikayet
Cinsel suçlarda ihbar ve şikayet yetkili makamlara yapılır. Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk kuvvetlerine yapılabilen ihbar ve şikayet bunların dışındaki mercilere de yapılabilir. Valilik ya da kaymakamlığa yapılan ihbar ve şikayet de Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmektedir. Yurt dışında işlenmiş suçlarda Türkiye’nin elçilik ve konsolosluklarına ihbar ve şikayet yapılabilir.
İhbar ve şikayet yapılırken yazılı olabileceği gibi sözlü şekilde gerçekleştirildiğinde tutanağa kaydedilir. Cinsel suçlarda ihbar ve şikayet yapılmasının ardından savcılık makamı soruşturma başlatır. Suça ilişik yeterli delil topladığında ve suçun işlendiği yönünde yeterli bir şüpheyi doğrulayan delil temin edilmiş ise savcılık iddianame hazırladıktan sonra kamu davasını açar.
Herhangi bir araştırmaya gerek kalmadan ihbar ve şikayete konu eylemin gerçekleşmediği anlaşıldığı takdirde ise soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilebilir. Bu karar ihbarı yapana veya şikayetçiye bildirilmektedir. Bu karara itiraz etmek istendiğinde ise itiraz işlemi başlatılabilir. İtiraz kabul edildiği takdirde ise savcılık soruşturma işlemini başlatır. Soruşturmanın ardından kovuşturma aşamasına geçildiği takdirde de suç şikayete tabi suçlar arasında ise mağdurun şikayetten vaz geçmediği hallerde yargılama devam eder.
İhbar ve Şikayet Mercileri
İhbar ve şikayet mercileri kanalı ile cinsel suçlarla ilgili bildirim yapılabilir. Bu bildirimin ardından da savcılık harekete geçerek soruşturma başlatır. Savcılık iddia makamı sıfatı ile kamunun temsilcisi olarak görev alacağından yeterli suç şüphesi bulursa iddia makamı olarak kamu davasını açar. Suçun şikayete tabi olması durumunda mağdur şikayetten vaz geçmediği sürece kamu davası devam eder. Şikayet bağlı olamayan suçlarda ise mağdur şikayetinden vaz geçse dahi kamu davası düşmez dava sonuna kadar devam eder. Savcılık da iddia makamı olarak kamu davası neticelenene kadar görevini sürdürür. İhbar ve şikayet mercileri aşağıdaki gibi sıralanır:
- Cumhuriyet Başsavcılığı,
- Kolluk kuvvetleri,
- Valilik,
- Kaymakamlık,
- Mahkemeler,
- Türkiye elçilik ve konsoloslukları,
- Kamu görevlisince işlenen suçlarda kamu görevlisi ile bağlantılı kamu kurum ve kuruluşları.
Cinsel Suçların İspatı ve İspat Edilememe Durumu
Cinsel suçların ispatı ve ispat edilememe durumu söz konusu olduğunda tüm delillerin incelenmesi gerekir. Bu tip suçlarda çok sayıda delil değerlendirilebilir. Cinsel suçlarda bakılabilecek delil örnekleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Dosyada yer alan her tür bilgi ve belge,
- Tanık beyanları,
- Savunmalar,
- Mağdurun beden sağlığı raporları,
- Mağdurun ruh sağlığı raporları,
- Mağdurun yaş tespiti raporları,
- Bedensel adli tıp kurumu raporları,
- İletişime yönelik veriler,
- Mesajlar,
- Sanık akli durum tespit raporları,
- Adli sicil kayıtları,
- Doğum kayıtları.
Soruşturma evresini yürüten savcılığın mağdurun ifadesini bizzat almasının önemi oldukça fazladır. Mağdurun ifadesi alınırken sözü kesilmeden dinlenmeli, mağdurun ağzından çıkan kelimeler olduğu şekli ile kayda alınmalı, değiştirilmemelidir. Somut olay değerlendirilirken deliller ve tıbbi veriler göz önünde bulundurulmalıdır. Adli raporlar bu aşamada en sık başvurulan en güvenilir deliller arasında yer alır. Mahkemenin sorumluluğu maddi gerçeği ortaya çıkarmaktır.
Delillerin taşıması gereken en önemli özelliklerden biri de hukuka uygun olmalarıdır. İkna edici özellikte olması gereken deliller aynı zamanda hukuka uygun şekilde elde edilmelidir. Gerçekçi olması gereken kanıtların somut olayı aydınlatabilme gücü de buradan gelir. Delillerin ispat etme gücü akla uygunluklarından kaynaklanır. Belirgin bir kaynaktan elde edilmiş olması gereken kanıtların güvenilirliği de sorgulanmalıdır. Müşterek delillerin olması da ayrıca önemlidir.
Mahkemenin taraflarınca bu müşterek delillerin bilinmesinin önemli vardır. Delil olarak her şey kullanılabilir. Deliller arasındaki birlikteliğin sağlanması da önemlidir. Somut olayı temsil edebilme gücünde olması gereken deliller hukuki açıdan değer taşımalıdır. Mahkemede herkesçe bilinen hususların ispatı gerekli görülmez. Mağdur beyanından başka delil bulunmadığı takdirde ve mağdurun beyanları da şüphe uyandıracak nitelikte olduğunda şüpheden sanık yararlanır ilkesi devreye gireceğinden bu hususlara dikkat edilmesi gerekir.
Savunma sırasında çelişkili ifadelerin değerlendirilmesi gerekir. Adli tıp araştırmaları da bu aşamada önemli deliller arasında yer alır. Cinsel suçlar söz konusu olduğunda mağdurun ilk beyanının önemi oldukça fazladır. Adli raporlar, olayın varsa tanıkları ile mağdur beyanının uyumu, adli muayeneden elde edilen raporlar, kolluk kuvvetlerince düzenlenmiş olan olay tutanakları, tutanaklarda yer alan bilgileri doğrular nitelikteki tanık beyanları da önemli hususlar arasındadır. Suçun ispat edilememesi söz konusu olduğunda aşağıdaki hususlar öne çıkar:
- Suç unsurları oluşmamıştır,
- Suç vasfı hatalıdır,
- Suçun özel görünüşünde ve basit veya nitelikli hallerinde hata söz konusudur,
- Suçun dönüşmesi söz konusu olabilir,
- Gerekçesiz hüküm kurulmuştur,
- Delil yetersizliği olabilir,
- Başvuru yapılması veya çelişik söz konusu olabilir,
- Husumet ya da yetersizlik vardır.
Cinsel Suçların Kanıtlanması ve Mağdur Beyanı
TCK 102 cinsel saldırı suçunda ya da TCK 103 çocukların cinsel istismarı suçu ile ilgili olarak suçun ispatı oldukça önemlidir. Buna ilaveten TCK 104 reşit olmayanla cinsel ilişki ve TCK 105 cinsel taciz suçu kapsamında da aynı husus geçerlidir. Cinsel suçların ispatı ve mağdur beyanı bu tip suçlar söz konusu olduğunda önemli hale gelmektedir.
Cinsel suçların ispatının zor olmasının en önemli sebeplerinden biri de olayın genellikle iki kişi arasında geçmiş olmasıdır. Bu tip suçların gizli olarak işlenmesi, mağdurun korkutulması, psikolojik-sosyal baskı gibi etkenlerin ortaya çıkması, görgü tanığının bulunmayışı olayın ispatını zorlaştıran etmenler arasındadır. Yargıtay kararlarına bakıldığında bu tip suçlarda mağdurun şikayetini hangi süre içinde yaptığı, sanığın mağdur tarafından tanınıp tanınmadığı, fail ve mağdur arasında önceye dayalı bir husumet olup olmadığı gibi hususlar dikkate alınmaktadır.
Mağdur beyanlarının hayatın olağan akışı ile uyumlu olup olmadığı, çelişki taşıyıp taşımadığı gibi konular da önemlidir. Mağdur beyanlarının somut delillerle çelişmemesi dikkate alınacaklar arasındadır. Mağdurun olayı üçüncü kişilere hemen anlatması ve çelişkili ifadeleri olması halinde de şüpheden sanık yararlanır ilkesinin uygulanması bu tip suçlarda dikkate alınacak hususlar arasında yer almaktadır.
Cinsel Suçlarda İspat Hakkında Yargıtay Kararı
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin cinsel suçlarda ispat olgusuna yönelik vermiş olduğu 14.09.2022 tarihli kararı:
Suça sürüklenen çocuğun, çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine dair Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 26.12.2017 gün ve 2017/360 Esas, 2017/521 Karar sayılı hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle hükmün kaldırılarak çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyeti
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
5271 sayılı CMK’nın 288 ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp aynı Kanunun 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ve suça sürüklenen çocuk müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen yargılama neticesinde vaki istinaf başvurusunun kabulüyle hükmün kaldırılarak suça sürüklenen çocuğun, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine dair kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden, suça sürüklenen çocuk müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 302/1. madde ve fıkrası gereğince esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmesine, 14.09.2022 tarihinde Üyeler Sayın … ile Sayın …’nin karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
İlk derece mahkemesi, görüntülü iletişim aracı kullanarak mağduru dinleyip sanık çocuk hakkında basit cinsel istismar suçundan kurduğu mahkumiyet hükmünün istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi, duruşma açarak istinaf talebini incelemesinde,
mağdur çocuğun ağzına sanık çocuk tarafından cinsel organını soktuğu kabul edilerek mahkumiyet hükmü kurmuştur.
Mağdur çocuk kolluk ve ilk derece mahkemesi beyanında sorulması üzerine sanık tarafından ağzına cinsel organ sokulduğunu ifade etmiş ancak ayrıntı vermemiştir. Cinsel organın ağza girip girmediği temasın organ sokma olarak kabul edilip edilmeyeceği şüpheli kalmıştır. İlk derece mahkemesi suçu basit cinsel istismar kabul ederek mahkumiyet hükmü kurmuş ve ağza organ sokmayı fiilen kabul etmemiş gerekçede ise bir izahat getirmemiştir.
BAM istinaf başvurusunu isabetli şekilde duruşma açarak incelemiştir. Ancak, çocuk mağduru bizzat dinleyip ağzına organ sokulup sokulmadığını sormamış, beyanı almamıştır. İlk derece mahkemesinin kabulünü bölge adliye mahkemesinin istinaf kanun yolunda değiştirebilmesi için yeni yeterli delil bulunması gerekir. Cinsel organın ağza gerçekten girip girmediği mağdur dinlenmeden dava dosyasından anlaşılabilecek bir husus değildir. Önceki mağdur beyanları tek cümlelik ve geneldir. Mağdurun ağzına cinsel organ girdi derken neyi kastettiği huzurda bizzat ifade ettirilip anlaşılmadan kağıtlardan ulaşılacak bir kanaat olamaz. Bu konuda başka hiçbir delil olmadığı halde ağza organ sokarak cinsel istismar suçunun işlendiğini kabul ederek sanık çocuğa neticeten 8 yıl 10 ay 20 gün hapis cezası vermiştir.
Ceza muhakemesinde ispatlamanın esaslı her konuda başka şekilde oluşa imkan vermeyecek şekilde bir delille sıkı sıkıya ispatı zorunludur. Organ sokarak cinsel istismar davasının tek delili mağdur çocuğun beyanı olup başka bir delil yoktur. Eğer davanın tek delili bir tanık beyanından ibaret ise 5271 sayılı CMK 210/1 fıkraya göre mutlaka tanığın mahkemede dinlenmesi gerekirken bu mecburiyete uymadan eski beyanın çözüm tutanağının okunması ile yetinilerek mahkumiyet hükmü kurulması esaslı bir usul hatasıdır.
5271 sayılı CMK’nun 217/1 fıkrasına göre duruşmaya getirilmiş ve tartışılmış delillere dayanarak karar verilmesi zorunlu olup emredici bu hükme aykırı olarak usulüne uygun mağdur beyanı alınmadan mahkumiyet kararı verilmiştir.
Sanık müdafiinin temyiz talepleri bu bakımdan yerinde olup organ sokarak cinsel istismar suçunun ispatı CMK’nun 210/1 ve 217/1 fıkrası hükümlerine uygun olmadığından cezayı bir kat artıran bölge adliye mahkemesi kararının bozulması yerine onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
Sıkça Sorulan Sorular
Cinsel Suçlar Nelerdir?
Cinsel suçlar Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilmektedir. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar başlığı altında yer alan bu tür suçlar için cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki ve cinsel taciz şeklinde tanımlama yapılabilir.
Cinsel Taciz Suçu Uzlaşma Kapsamında mıdır?
Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda uzlaşma hükümleri uyarınca hareket edilmemektedir. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar arasında yer alan cinsel taciz suçu için de aynı durum geçerli olurken uzlaşma hükümleri kapsamı dışında bu suç da yer almaktadır.
Cinsel Suçlarda Dava Süresi Ne Kadar?
Cinsel suçlar için yargılama yapılacağı zaman suçun niteliğine bağlı olarak dava belirlenir. Mahkemelerin iş yoğunluğu davaların sonuçlanma süreleri üzerinde etkilidir. Bunun yanı sıra mahkemeye sunulacak deliller, tanıkların dinlenmesi, delillerin elde edilme süreci, bilirkişi raporları gibi hususlar da davanın sonuçlanma süresini etkiler.
Cinsel Suçların İspatı Neden Zordur?
Cinsel suçların ispat sürecinde mağdur beyanı esas alınır. Bu tip suçların ispatının zor olması iki kişi arasında cereyan etmesinden genellikle tanık bulunmamasından kaynaklanır. Aynı zamanda failin suçu işlerken ıssız yerleri seçmesi, mağdurun korkması-tehdit edilmesi-sosyal ve psikolojik baskılar gibi çok sayıda nedenle de suçun ispatı zorlaşır. Cinsel suçlarda adli tıp kurumu raporları gibi somut deliller mağdur beyanları ve diğer deliller birlikte değerlendirilir.