Boşanma Davasında Maddi ve Manevi Tazminat

Meydana gelen bir zarar telafi edileceği zaman bunun hukuki yoldan temin edilmesi için tazminat davası açılır. Boşanma sebebi ile ortaya çıkan zararlar sebebi ile de tazminat davası açılabilir. Bu tür bir dava boşanma davası sürerken ya da boşanma davası açıldığında davaya ek olarak ileri sürülebilmektedir. Boşanma davası nedeni ile ileri sürülebilen tazminat talepleri diğer tazminat taleplerinden farklı özellikler göstermektedir.
Boşanma davası sebebi ile ileri sürülen maddi ve manevi tazminat borçlar hukukunda yer verilen maddi ve manevi tazminattan ayrıdır. Boşanma davasında ileri sürülebilen maddi ve manevi tazminat talepleri için nispi harç ödenmesine gerek yoktur. Boşanma davası ile ilgili olmayan tazminat davaları söz konusu olduğunda mahkemeye nispi harç yatırılır.
Boşanma Davası
Boşanma davası eşlerin aile birliğini sonlandırmak istedikleri takdirde açması gereken bir dava türüdür. Boşanma davası Aile Mahkemesine açılır. Anlaşmalı boşanma davası ya da çekişmeli boşanma davası şeklinde açılması gereken bu davanın süreçleri de açılma şekline bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
Anlaşmalı boşanma davası açıldığında tarafların bir de anlaşmalı boşanma protokolünü mahkemeye iletmesi zorunludur. Bu protokol yazılı olabileceği gibi sözlü olarak da mahkemeye sunulabilir. Sözlü olarak sunulduğunda mahkemede kayda geçmesi gerekir. Anlaşmalı boşanma davalarında oluşturulacak tazminat talebinin eşler arasında anlaşma sağlanmak sureti ile protokole işlenmesi icap eder.
Hakim tarafların taleplerini uygun bulduğu takdirde de tazminata hükmedebilir. Çekişmeli boşanma davası ise çiftlerin boşanmanın sebeplerine bağlı olarak çekişme yaşadığı dava türüdür. Çekişmeli boşanma davalarının sonuçlanma süreleri de anlaşmalı boşanmaya kıyasla uzundur.
Anlaşmalı veya çekişmeli boşanma davası açılacağı zaman hukuki destek alınması tarafların hak kaybı yaşamalarını engeller. Bu sebeple bir boşanma avukatından yardım almak uygun olur. Hukuki sürecin avukat desteği alınarak yürütülmesi hak ve zaman kaybı yaşanması yönünde önemli bir engeldir.
Boşanma Davası Maddi – Manevi Tazminat
Evlilik birliğini sonlandırmak isteyen eşlerin Aile Mahkemesine açması gereken boşanma davası sırasında bir takım hukuki sonuçlar ortaya çıkar. Bu sonuçlar arasında da maddi-manevi tazminat talepleri yer alabilir. Boşanma davası sebebi ile eşlerden biri maddi ve manevi yönden zarar görebilir.
Bu tür bir durumun ortaya çıkması halinde de maddi ve manevi tazminat talebi gündeme gelir. Boşanma gerçekleştiği takdirde ve kanuni açıdan koşullar sağlanmış ise maddi ve manevi tazminat talep edilebilmektedir. Boşanma davası eşlerin ayrılık kararı aldığında başvurması gereken hukuki yoldur.
Evlilik birliği kurulacağı zaman taraflar özgür iradeleri ile bunu gerçekleştirebilirken ayrılık kararı için hukuk yoluna başvurmak zorundadırlar. Aile birliğini sonlandırmak isteyen eşler Aile Mahkemesine boşanma davası açmalıdır. Boşanma davasının hukuki sonuçları vardır. Bu sonuçlar arasında maddi ve manevi tazminat talepleri de yer alabilir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca ve 174/1. Madde kapsamında boşanma davası sonuçlandığında ve evlilik birliği mahkeme kararı neticesinde son bulursa boşanma sebebi ile mevcut ya da beklenen menfaatleri zarar gören kusursuz ya da diğer eşe göre daha az kusurlu olan taraf maddi tazminat davası açabilir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 174/2. Madde kapsamında ise boşanmaya neden olan olaylar sebebi ile kişilik hakları saldırıya uğrayan eş, kusur oranı kendisinden daha fazla olan diğer taraftan olaya uygun bir miktar para ödemesini talep edebilir. Boşanma davası maddi ve manevi tazminat talebi için bazı koşullara bakılır. Öncelikle tazminat talep eden eşin diğer tarafa kıyasla kusursuz veya daha az kusurlu olması icap eder.
Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat Davası Açma
Boşanma davası açan eş dava dilekçesi aracılığı ile tazminat davasını açabilir. Ayrıca davalı eş de cevap dilekçesinde tazminat taleplerini dile getirmek sureti ile davacı eşe karşı tazminat davası açabilir. Boşanma davasında maddi ve manevi tazminat talepleri dava dilekçesi ya da cevap dilekçesi ile istenebilir. Buna ilaveten boşanma davası sürerken de tazminat davası açılabilmektedir.
Tazminat davası açıldığında ise mahkeme boşanma davasını bekletme sebebi yapar. Boşanma davası kararı kesinleştikten sonra da tazminat davası görülebilir. Boşanma davasında maddi ve manevi tazminat davası açılacağı zaman da Aile Mahkemesine başvurulması gerekir. Boşanma davası kararı kesinleştikten sonra 1 yıl içinde tazminat davası açılacak ise açılmalıdır.
Boşanma sebebi ile sonlandırılan evlilik birliğine taraf olan eşlerin bir takım hukuki hakları boşanma hükmü kesinleşmekle 1 yıl içinde sonlanmaktadır. Bu tip davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemesi olurken yetkili mahkeme ise davalının ikametgahındaki mahkemedir. Boşanma davası maddi ve manevi tazminat davası açılabilmesi için eşler eşit kusurlu olmamalıdır. Eşlerden birinin daha az kusurlu ya da kusursuz olduğu hallerde bu dava açılabilir.
Boşanma Davası ve Maddi Tazminat Davası Açma Koşulları
Boşanma davası açıldıktan sonra mahkeme kararı ile evlilik birliğinin sonlanmış olması gerekir. Maddi tazminat davası açmak isteyen taraf boşanma davası ile veya boşanma kararının kesinleşmesinin ardından bu davayı açabilir.
- Maddi tazminat davası açan eş boşanma davasında diğer eşe kıyasla daha az kusurlu veya kusursuz olmalıdır.
- Kusuru fazla olan eşin diğer eşe karşı maddi tazminat davası açma hakkı bulunmaz.
- Maddi tazminat talebi olan eşin kusursuzluğu durumunda ise diğer eşin az da olsa kusuru varsa maddi tazminata karar verilir.
- Eşler eşit kusurlu ise maddi tazminata hükmedilememektedir.
- Maddi tazminat isteme hakkı olan eş daha az kusurlu olan taraftır.
- Maddi tazminat davası açan eşin beklenen ya da mevcut menfaatleri zarar görmüş olmalıdır.
- Boşanma sebebi ile maddi tazminatın talep edilmiş olması gerekir. Boşanma sebebinden farklı tazminat talepleri için Aile Mahkemesine başvurulamamaktadır.
Boşanmada Maddi Tazminat Hesaplama
Boşanma davası sonuçlandıktan sonra maddi tazminata karar verilebilir. Bunun için koşulların sağlanıp sağlanmadığına bakılır. Koşullar sağlandığında maddi tazminata hükmedilecekse hakim hesaplama için bazı kriterleri dikkate alır.
Mevcut ya da beklenen menfaatlerin değerlendirilmesi sırasında eşlerin yaşı, evlilik birliği süresi, eşlerin ekonomik şartları ve sosyal durumları, yeniden evlenme ihtimallerinin olup olmaması, sosyal güvenceleri gibi kriterler incelenir. Maddi tazminata hükmedileceği zaman göz önünde bulundurulan kriterler şunlardır:
- Eşlerin sosyal koşulları ve ekonomik şartları,
- Kusur oranları ve fiilin ağırlığı,
- Paranın o günkü alım gücü,
- Hakkaniyet ilkesi,
- İhlal edilmiş olan beklenen veya mevcut menfaatlerin neler olduğu.
Maddi tazminat miktarı belirlenirken ekonomik koşulları çok iyi olan eş ile ekonomik yönden zayıf olan eşin ödeyeceği tazminat miktarı aynı olmamaktadır. Özel boşanma sebeplerinden herhangi birinin varlığı durumunda da ağır kusurlu olan taraf genel boşanma sebeplerine bağlı olarak talep edilen maddi tazminata oranla çok daha fazlasını öder.
Maddi tazminata hükmedildiğinde toplu veya aylık ödeme biçiminde ödeme yapılabilir. Aylık olarak ödenen maddi tazminat alacaklı eşin yeniden evlendiği hallerde ortadan kalkarken taraflardan biri öldüğünde de sonlanmaktadır. Alacaklı eş, resmi olmayan bir biçimde başkası ile birlikte olduğunda veya haysiyetsiz bir yaşamı varsa bu durumda da mahkeme kararı aldırmak sureti ile aylık ödenen tazminata son verilebilir.
Boşanmada Maddi Tazminat Zamanaşımı Süresi
Boşanma davası açıldığında birlikte maddi tazminat talebi de ileri sürülebilir. Boşanma davası sürerken herhangi bir aşamada da bu tazminat talebi mahkemeye iletilebilmektedir. Boşanma kararının kesinleşmesinin ardından tazminat davası açılacak ise zamanaşımı süresinin dikkate alınması gerekir. Boşanma kararı verildikten sonraki bir yıllık süre zamanaşımı süresi olarak adlandırılmaktadır.
Boşanmada Manevi Tazminat
Evlilik birliği boşanma kararı ile sonlandığında eşlerden biri kişilik haklarının saldırıya uğramasına bağlı olarak yaşayacağı elem ve kedere istinaden manevi tazminat talep edebilmektedir. Manevi tazminat talebi oluşabilmesi ise hukuki koşullar sağlandığı takdirde mümkündür. Kişilik hakları zedelenen eş kusurlu olan taraftan bu tazminatı talep edebilir. Karşı tarafın ödeme gücü ile doğru orantılı olarak istenebilen manevi tazminat kusurlu olan eşe yöneltilebilir.
Manevi Tazminat İsteme Koşulları
Manevi tazminat talebinde bulunacak olan eş hukuki açıdan koşulları sağlamış olmalıdır. Bazı şartların varlığı söz konusu ise hakimin manevi tazminata hükmedebilmesi mümkün olur. Bu koşullar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Boşanma kararının kesinleşmesi,
- Eşlerden birinin manevi tazminat talebinin olması,
- Manevi tazminat talep edilen eşin boşanmada kusurlu bulunması,
- Manevi tazminat talep eden eşin, boşanma sebebinden kaynaklanan olaylar nedeni ile diğer eşten daha az kusurlu olması,
- Manevi tazminat talebinde olan eşin boşanmaya yol açan olaylara bağlı olarak kişilik haklarının zarar görmesi,
- Kişilik haklarının zararı ve boşanma arasındaki illiyet bağı.
Boşanma Davasında Manevi Tazminat Belirleme
Manevi tazminat eşlerden birinin kişilik hakları saldırıya uğradığı takdirde talep edilen bir tazminat türüdür. Boşanmaya bağlı olarak kişilik haklarının saldırıya uğraması durumunda manevi tazminat talebi ileri sürülebilmektedir. Bu tür bir tazminat davası açıldığında boşanma davası sebebi ile kişilik hakları zarar gören eşin uğrayacağı ruhsal bozukluk, manevi değerlerindeki eksilme telafi edilmeye çalışılır.
Manevi tazminat boşanma davasında irat şeklinde ödenmez. Tek seferde ve toplu olarak ödenmesi gereken manevi tazminat miktarı aylık taksitler şeklinde ödenememektedir. Manevi tazminata hükmedilirken bir tarafın zenginleşmesi diğer tarafın da fakirleşmemesi gerekmektedir. Buna ilaveten tazminat miktarı tespit edilirken tarafların ekonomik ve sosyal koşulları göz önünde bulundurulur. Hakim karar verirken hakkaniyet ilkesi uyarınca hareket eder.
Manevi Tazminatta Zamanaşımı
Boşanma davası açılırken ya da boşanma davası sürerken herhangi bir aşamada manevi tazminat talebi ileri sürülebilmektedir. Manevi tazminat talebinin ileri sürülebileceği bir diğer akşama ise boşanma davası sonuçlandıktan sonra olur.
Boşanma davası sonuçlandıktan sonra manevi tazminat talebi oluşturulacaksa zamanaşımı süresinin göz önünde bulundurulması zorunludur. Boşanma davası sonlandıktan ve boşanma kararı kesinleştikten sonra açılacak olan manevi tazminat davası için zamanaşımı süresi ise bir yıldır.
Anlaşmalı Boşanma Maddi ve Manevi Tazminat
Boşanma davası açılırken iki yol izlenir. Bunlardan biri anlaşmalı boşanma davası açmak diğeri ise çekişmeli boşanma davası açmaktır. Çekişmeli boşanma davalarında süreç farklı ilerlerken anlaşmalı boşanma davalarında eşler anlaşmalı boşanma protokolü hazırlamak zorundadır.
Çekişmeli boşanma davasında mahkemeye boşanma davası dilekçesi verildikten sonra cevap dilekçeleri, cevaba cevap dilekçeleri hazırlanır. Dava sırasında tanık beyanları ya da delillere ihtiyaç duyulabilmektedir. Çekişmeli boşanma davaları anlaşmalı boşanma davalarına göre daha uzun sürer.
Eşler arasındaki anlaşmazlıklar davanın uzamasına yol açabilir. Bu tür davaların sonuçlanma süreleri anlaşmalı boşanma davalarından farklıdır. Anlaşmalı boşanma davası anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanma süreci ise eşlerin bir araya gelerek anlaşma sağladığı durumlar için geçerlidir.
Anlaşmalı boşanma davalarında eşler davadan önce boşanmanın hukuki sonuçları hakkında ortak karar alır. Bu kararlarını da anlaşmalı boşanma protokolü aracılığı ile resmileştirir. Anlaşmalı boşanma davası açıldığı takdirde de eşlerin manevi tazminat talebinde bulunabilme hakkı vardır.
Anlaşmalı boşanma davalarının bir diğer özelliği de eşler arasındaki kusur oranlarına bakılmamasıdır. Anlaşmalı boşanma protokolü hazırlandığında eşlerin bu protokole birlikte imza atması ve mahkemede irade beyanlarını ifade etmeleri gerekir. Anlaşmalı boşanma davası manevi tazminat talebinde bulunan eşin isteğini diğer eş kabul ettiği takdirde hakimin bu kararı vermesi mümkün olur.
Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat Hakkında Yargıtay Kararları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin konu hakkında vermiş olduğu 06.06.2018 tarihli kararı şöyledir:
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından; tazminatların miktarı ve vekalet ücreti yönünden, davacı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davacı erkek tarafından 04.12.2015 tarihinde boşanma davası ikame edilmiş, davalı kadın ise 29.01.2016 tarihli cevap dilekçesi ile davanın reddini istemiş, boşanma kararı verilmesi halinde ise 40.000 TL maddi tazminat, 40.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece davalı kadının davaya cevap olarak sunduğu dilekçesi karşı dava dilekçesi olarak yorumlanmıştır. Davalı kadının karşılık davası bulunmamaktadır. Sonradan harcın ikmal edilmesi de cevap dilekçesini karşılık dava haline getirmez. Davalı kadının cevap dilekçesi ile istediği 40.000 TL maddi tazminat ve 40.000 TL manevi tazminat talebi boşanmanın fer’isi (TMK m.174/1-2) niteliğinde olup, harca tabi değildir. Davalı kadının karşı davası olmadığı halde boşanmanın fer’i niteliğindeki tazminat istekleri hakkında karşılık davası olduğu kabul edilerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır. Ancak bu husus temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.
2-Tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b)Mahkemece, davacı erkeğe yüklenen ve boşanmaya sebebiyet veren kusurlu davranışlar kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte değildir. Davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları oluşmamıştır. Davalı kadının manevi tazminat isteminin reddi gerekirken yazılı şekilde manevi tazminata karar verilmesi doğru görülmemiştir.
c)Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
d)Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere davalı kadının tazminat konusunda karşı davası bulunmamaktadır. Boşanma davası içinde vaki ve boşanmanın fer’i niteliğinde olan Türk Medeni Kanununun 174. maddesi kapsamındaki maddi ve manevi tazminat istekleri ayrıca harca tabi olmadığı gibi, kabul veya reddi de vekalet ücretini gerektirmez. Bu nedenle davacı erkek yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b, 2/c ve 2/d bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 2/a bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tarafından konu ile alakalı verilmiş olan 17.09.2018 tarihli içtihat metni şu şekildedir:
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat … geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı avukatı … Noterliğinin 23.07.2004 tarih ve 1546 yevmiye sayılı vekaletnamesi ile eşi …’a karşı açacağı boşanma, nafaka, maddi ve manevi tazminat davasında vekil tayin ettiğini, vekil tayin ederken eşinin kendisine şiddet uyguladığını, hakaret, aşağılama ve küfürler ettiğini, evliliğin kendisi için çekilmez bir hal aldığını ve eşinin tam kusurlu olduğunu beyan ettiğini ve ilgili diğer tüm bilgileri verdiğini, davalının, adına aylık 500,00-TL nafaka, 50.000,00-TL maddi, 50.000,00-TL manevi tazminat ve ziynet ve diğer eşyaları ile ilgili olarak dava açacağını, ancak davalı tarafı dava açılmadan noter kanalıyla azlettiğini, azilnamenin 11.08.2004 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, buna rağmen davalının hükümsüz olan vekaletname ile adına boşanma davası açtığını, davalının haksız eylemi sonucu boşandığını öğrenince savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, davalının azledilmesine rağmen hükümsüz kalan vekaletnameyi kullanarak adına eşi …’a karşı 22.11.2005 tarihinde boşanma davası açtığını, davalının bu dava dilekçesinde kendisi aleyhine beyanlarda bulunduğunu, dilekçede “…Davalıdan maddi manevi tazminat talebimiz yoktur. Nafaka da istemiyoruz. Tarafların evlilik birliği sırasında edindikleri malları da yoktur. Bu konuda da talebimiz bulunmamaktadır. Taraflar şahsi eşyalarını da ayırmışlardır. Bu konuda da hiçbir talebimiz yoktur…” şeklinde beyanlarda bulunduğunu, davalının bu beyanlar ile kendisini maddi ve manevi zarara uğrattığını, boşanma davasının 09.03.2006 tarihinde sonuçlandığını ve temyiz edilmeyerek kesinleştiğini ileri sürerek; 30.000,00-TL manevi, 20.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, öncelikle zamanaşımı itirazı olduğunu, davacı tarafın yargılamanın iadesini talep ettiğinde davaya konu olan karar ortadan kalkacağı için ortada maddi ve manevi bir zararın olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı avukatı vekillikten azletmesine rağmen davalının, adına boşanma davası açarak tazminat, nafaka, ziynet ve diğer eşyalar için talepte bulunmadığını beyan edip kendisini maddi ve manevi zarara uğrattığını ileri sürerek, bu zararların tazmini istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığı, zira davacı tarafın, yetkisiz temsil ile boşanma davasının görülüp sonlandırıldığını belirtmesine rağmen, söz konusu davada hükmün boşanma kısmını kabullenmekte, ancak nafaka, maddi ve manevi tazminat ile ziynet eşyaları ve diğer eşya talepleri yönünden ise kabullenmediğinin anlaşıldığı, oysa davacı tarafın yapması gereken işin, HMK’nun 375/1-c maddesinde düzenlenen yargılamanın iadesi sebeplerinden olan, “vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması” gerekçesine dayanarak, yine aynı kanunun 377/1-b maddesinde belirtilen süre içerisinde yargılamanın iadesi kanun yoluna başvurarak boşanma hükmünün iptalini sağlamak olduğu, zira az yukarıda da belirtildiği üzere iş bu davanın dayanağı, vekil olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması olduğu, yargılamanın iadesi sırasında boşanmanın ferileri mahiyetindeki, nafaka, maddi ve manevi tazminat ile ziynet eşyaları ve diğer eşya taleplerinin davalı kocaya karşı ileri sürebileceği gerekçesiyle hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Yargılamanın iadesi olağanüstü kanun yolu olup tarafların bu yola başvurmasını zorunlu kılan düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının dava açma hakkı olup davanın hukuki yarar yokluğundan reddi doğru değildir. O halde, mahkemece, işin esasına girilerek davalının savunmaları ve zamanaşımı itirazı da değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sıkça Sorulan Sorular
- Boşanmada Tazminat Nasıl Belirlenir?
Boşanma davası sırasında eşlerden biri maddi ya da manevi tazminat talebinde bulunmuş ise ya da boşanma kesinleştikten sonra tazminat davası açtığında hakimin tazminata hükmederken dikkate aldığı kriterler vardır. Her dava kendine has özelliklere sahip olurken tazminat belirleme sırasında eşlerin ekonomik ve sosyal koşulları dikkate alınır. Kusurun ağırlığı, paranın alım gücü, kusur oranları gibi kriterler tazminat belirlenirken dikkate alınır.
- Anlaşmalı Boşanmada Tazminat Talep Edilebilir mi?
Anlaşmalı boşanma davası açılacağı zaman eşlerden biri tazminat talebinde bulunabilir. Anlaşmalı boşanma protokolünde tazminat talebine yer verilmesi ve diğer eşin de bu talebi kabul etmesi durumunda hakim tazminata hükmedebilmektedir.
- Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat Davası Nereye Açılır?
Boşanmada maddi ve manevi tazminat talebi oluşması halinde boşanma davası açılırken bu talep mahkemeye iletilebilir. Dava sürerken herhangi bir aşamada tazminat talebi oluşturulabilmektedir. Buna ilaveten boşanma davası kararı kesinleştikten sonra da bir yıllık zamanaşımı süresi içindeyken tazminat davası açılabilir. Bunun için de aile mahkemesine başvurulur.
- Boşanmada Manevi Tazminat Nedir?
Boşanmaya sebep olan olaylar neticesinde eşlerden birinin kişilik hakları zarar gördüğünde bu durumun yaratacağı psikolojik şartlar, elem ve kedere bağlı olarak manevi tazminat talebi oluşturulabilir. Tazminat talep eden eşin kusur oranı diğer eşten daha az ya da kusursuz olduğu takdirde manevi tazminat istenebilmektedir.