Uyuşturucu Madde İmal Etme Suçu Güncel 2025

Uyuşturucu Madde İmalatı Nedir?

Uyuşturucu madde imal etme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 188. maddesi kapsamında değerlendirilen en ciddi uyuşturucu suçlarından biridir. Bu suç, uyuşturucu maddenin üretimi, işlenmesi ve kimyasal süreçler ile yasa dışı yollarla elde edilmesini kapsar. Ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak uyuşturucu madde imal eden kişiler, 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalırlar. Ayrıca, 2.000 ila 20.000 gün arasında adli para cezası da uygulanır.

İmalat suçunun kapsamı oldukça geniştir. Uyuşturucu maddeyi satışa hazır hale getiren her türlü işlem imalat kapsamında değerlendirilir. Örneğin, maddenin yetiştirilmesi, arındırılması ve işlenmesi gibi süreçler bu suçun oluşmasına neden olur. İmalatın profesyonel laboratuvarlarda yapılması, suçun ağırlaştırıcı sebepleri arasında yer alır.

Uyuşturucu imalinde kullanılan maddelerin miktarı ve cinsi de cezaların belirlenmesinde önemli bir rol oynar. Özellikle eroin, kokain gibi ağır uyuşturucuların imal edilmesi durumunda ceza ağırlaştırılabilir. Eğer suç örgütü faaliyeti çerçevesinde imalat yapılmışsa, verilecek ceza bir kat artırılır. Bunun yanında, suç işlenirken kullanılan yerler de cezayı etkiler. Kamusal alanlara yakın yerlerde işlenen imalat suçları, daha yüksek cezalara yol açabilir.

Etkin pişmanlık hükümleri, uyuşturucu imal eden kişilerin belirli durumlarda ceza indirimi almasını sağlar. Fail, suçu aydınlatacak bilgiler verdiğinde ve yetkililere yardım ettiğinde, cezası yarıya kadar indirilebilir. Ancak bu hüküm, suçun işlenme şekline ve doğurduğu zararlara göre değişiklik gösterebilir.

Uyuşturucu Madde İmal Etme Suçu
Uyuşturucu Madde İmal Etme Suçu

 

Uyuşturucu Madde İthal Etme Suçu

Uyuşturucu madde ithal etme suçu, uyuşturucu maddelerin yasa dışı yollarla ülkeye sokulmasını ifade eder ve TCK 188/1 maddesi uyarınca cezalandırılır. İthalat suçu, genellikle uluslararası uyuşturucu ticaretinin bir parçası olarak görülmektedir ve suçun işlenişine bağlı olarak 20 ila 30 yıl arasında hapis cezası ile karşılaşılır. Ayrıca, adli para cezası da 2.000 ila 20.000 gün arasında değişmektedir.

Uyuşturucu ithal eden kişiler genellikle büyük suç örgütlerinin bir parçasıdır ve bu suç, Türkiye’nin sınır güvenliği açısından önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Kolluk kuvvetleri, özellikle sınır kapılarında ve gümrüklerde bu tür suçlarla mücadele etmektedir. İthal edilen maddenin miktarı ve türü, suçun cezasının ağırlaştırılmasına neden olabilir.

Özellikle eroin, kokain gibi uyuşturucuların ithal edilmesi durumunda, ceza yarı oranında artırılmaktadır. Ayrıca, çocuklar veya topluma açık alanlarda kullanılmak üzere ithal edilen uyuşturucu maddeler de cezaların ağırlaştırılmasına yol açmaktadır. Kişisel kullanım için getirilen küçük miktarlar ise farklı bir suç kategorisinde değerlendirilir.

Uyuşturucu Madde İhraç Etme Suçu

Uyuşturucu madde ihracatı, uyuşturucu maddelerin yasa dışı yollarla Türkiye’den başka bir ülkeye çıkarılmasıdır ve bu suç TCK 188/1 maddesi uyarınca cezalandırılır. Uyuşturucu ihracı suçu, uluslararası uyuşturucu ticaretinin bir parçası olarak görülür ve ağır hapis cezaları ile sonuçlanır. Suçu işleyen kişiler, 20 ila 30 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaktadır ve bu ceza 2.000 ila 20.000 gün arasında adli para cezasını da içerir.

Uyuşturucu ihracatı sırasında kullanılan yöntemler, suçun ortaya çıkarılmasında büyük rol oynar. Genellikle deniz, hava veya kara yolu ile yapılan bu tür ihracat girişimleri, kolluk kuvvetlerinin sıkı denetimleri ile tespit edilmektedir. İhraç edilen maddelerin türü ve miktarı cezayı belirleyen önemli faktörler arasında yer alır. Özellikle büyük miktarlarda ve yüksek bağımlılık yapan maddelerin ihraç edilmesi durumunda, ceza yarı oranında artırılır.

Eğer uyuşturucu madde ihracatı teşebbüs aşamasında yakalanırsa, suç teşebbüs olarak değerlendirilir ve yine ağır cezalarla sonuçlanır. Türkiye sınırları içinde yakalanan bu tür girişimler, suçun tam olarak işlenmeden engellenmesi anlamına gelse de teşebbüs hükümlerine göre ceza uygulanır. Uluslararası suç boyutunda değerlendirilmesi gereken bu suçlarda, genellikle farklı ülkelerle işbirliği içinde yargılama süreçleri yürütülmektedir.

Uyuşturucu Madde Temin Etme Suçu

Türk Ceza Kanunu’nun 188/3 maddesi kapsamında uyuşturucu madde temin etme suçu, uyuşturucu maddeyi bir bedel karşılığı olmadan başkalarına sağlama eylemi ile işlenir. Bu suçta önemli olan, maddenin başkasına verilmesi ya da bu yönde bir girişimde bulunulmasıdır. Suçun oluşması için uyuşturucunun cinsi ya da miktarının bir önemi yoktur; küçük ya da büyük miktarlarda uyuşturucu temin edilse bile suç tamamlanmış kabul edilir.

Eğer uyuşturucu madde üçüncü bir kişinin eline geçtiyse, temin etme suçu gerçekleşmiş olur. Ancak teslimat sırasında oluşan aksaklıklar veya elde olmayan sebeplerle maddenin teslim edilememesi durumunda, teşebbüs aşamasında kalmış bir suçtan bahsedilir. Teşebbüs durumunda dahi fail cezalandırılır, ancak ceza miktarı, tamamlanmış bir suça göre daha düşük olabilir.

Uyuşturucu madde temin etme suçunda en önemli unsurlardan biri, başkasının kullanımına sunulacak olan uyuşturucunun sağlanmasıdır. Fail, başkasına maddi bir bedel karşılığında veya bedelsiz olarak uyuşturucu madde temin ettiğinde, bu suçun işlenmiş sayılır ve ağır hapis cezası ile cezalandırılır.

Uyuşturucu Madde Nakletme, Depolama Suçu

Uyuşturucu madde nakletme ve depolama suçları, başkalarının kullanımına sunulmak amacıyla uyuşturucunun bir yerden başka bir yere taşınması ya da belirli bir yerde saklanması ile oluşur. Nakletme suçu, uyuşturucunun bir yerden başka bir yere taşınması anlamına gelirken, depolama suçu ise uyuşturucunun başkalarının kullanımına sunulmak üzere bir yerde saklanmasıdır. Kişisel kullanım için taşınan uyuşturucu miktarı, bu suç kapsamında değerlendirilmez ve bulundurma suçu olarak kabul edilir.

Bu suçlarda, taşınan veya depolanan uyuşturucunun miktarı cezayı etkileyen faktörlerden biridir. Uyuşturucunun kişisel kullanım sınırını aşan miktarlarda olması durumunda, fail nakletme veya depolama suçu işlemiş kabul edilir ve bu suçlar ağır hapis cezaları ile cezalandırılır. Ayrıca, nakil ve depolama işlemlerinin bir suç örgütü faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilmesi durumunda ceza artırılır.

Uyuşturucu madde nakletme suçu, uyuşturucunun bir başkasına verilmek üzere bir yerden başka bir yere taşınmasını kapsar. Kişisel kullanım için taşınan küçük miktarlar bu suç kapsamında yer almaz. Depolama suçunda ise başkalarının kullanımı için uyuşturucunun bir yerde saklanması yeterlidir. Uyuşturucunun saklanması veya taşınması sırasında suç teşebbüs aşamasında kalırsa, teşebbüs hükümlerine göre cezalandırma yapılır.

Uyuşturucu Madde Satın Alma, Bulundurma, Kabul Etme Suçu

Uyuşturucu madde satın alma, bulundurma ve kabul etme suçu, kişinin kişisel kullanım için uyuşturucu madde edinmesi eylemidir. Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri kapsamında, kişi ihtiyacı kadar uyuşturucu maddeyi satın aldığında veya bulundurduğunda, bu suçu işlemiş olur. Bu durumda fail, genellikle denetimli serbestlik gibi cezalarla karşılaşır. Ancak, bulundurulan maddenin miktarı kişinin ticari amaç güttüğü şüphesini doğurursa, suçun niteliği değişir ve ceza ağırlaştırılır.

Uyuşturucu madde bulundurma suçu, kişinin kendi ihtiyacı için uyuşturucu maddeyi elinde tutması anlamına gelir. Eğer kişi, başkalarına temin etmek amacıyla büyük miktarlarda uyuşturucu bulunduruyorsa, bu durumda devretme ya da satma niyeti taşıdığı varsayılır ve daha ağır cezalarla yargılanır. Suçun türünü belirlemede bulundurulan uyuşturucunun miktarı ve türü oldukça önemlidir.

Uyuşturucu maddeyi bulunduran, satın alan ya da kabul eden kişinin kendi kişisel ihtiyacı dahilinde bir miktar uyuşturucuya sahip olması kabul edilebilir. Ancak, bu miktar kişisel kullanım sınırlarını aştığında, devretme ya da satma gibi niyetlerin bulunduğu varsayılır ve suçun niteliği değişir. Böyle durumlarda, kişi daha ağır cezalara çarptırılır.

Uyuşturucu Madde Kullanımını Kolaylaştırma Suçu

Uyuşturucu madde kullanımını kolaylaştırma suçu, başkalarının uyuşturucu kullanmasına yardım eden veya bu süreci kolaylaştıran kişilerin işlediği bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’nun 190. maddesine göre, madde kullanımını teşvik eden veya kolaylaştıran kişilere 5 ila 10 yıl arasında hapis cezası uygulanmaktadır. Ayrıca, 1.000 ila 10.000 gün arasında adli para cezası da bu suç için öngörülmektedir.

Uyuşturucu kullanımını kolaylaştırma suçunda, failin başkalarına uyuşturucu madde kullanımını teşvik etmesi, kullanım için özel yer sağlaması veya uyuşturucu maddeye erişimi kolaylaştırması suçun oluşması için yeterlidir. Kullanıcıların yakalanmasını zorlaştırmak, delilleri yok etmek ya da kullanıma yönelik bilgi vermek de bu suçu işleyen kişiler için cezalandırma sebebidir.

Suçun ağırlaştırıcı unsurları arasında, meslek kolaylığıyla bu suçu işleyen kişiler yer alır. Örneğin, doktor, hemşire gibi sağlık meslek mensuplarının bu suçu işlemesi durumunda, ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, örgütlü bir şekilde bu suçu işleyen kişiler için de cezalar ağırlaştırılmaktadır.

Uyuşturucu Madde Suçu Nitelikli Haller

Uyuşturucu madde suçu, bazı durumlarda ağırlaştırıcı unsurlar taşır ve bu durumlarda cezalar daha da artırılır. Türk Ceza Kanunu’nun 184/4-a maddesine göre, morfin, kokain, eroin gibi maddelerle işlenen uyuşturucu suçlarında cezalar yarı oranında artırılır. Aynı zamanda, uyuşturucu suçlarının bir suç örgütü faaliyeti çerçevesinde işlenmesi de cezaların ağırlaştırılmasına sebep olur.

Uyuşturucu suçlarında nitelikli haller, suçu işleyen kişinin mesleki pozisyonunu kullanarak bu suçu işlemesi veya suçun kamusal alanlarda, okul, hastane gibi yerlerde gerçekleştirilmesi ile oluşur. Bu tür durumlar, uyuşturucu suçlarına verilen cezaların yarı oranında artırılmasına yol açar. Ayrıca, suç örgütleri çerçevesinde işlenen uyuşturucu suçlarında cezalar daha da ağırlaştırılmaktadır.

Özellikle, uyuşturucu suçlarının bir meslek avantajı ile işlenmesi durumunda cezanın artırılması söz konusudur. Örneğin, bir doktor ya da sağlık personeli, görevini kötüye kullanarak uyuşturucu madde suçu işlerse, bu durumda ceza ağırlaştırılır. Bu tür suçlar toplumun genel sağlığını tehdit ettiği için yasa koyucu tarafından daha sert cezalar öngörülmüştür.

Uyuşturucu Madde Suçu Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, uyuşturucu suçları kapsamında failin resmi makamlara bilgi vererek suçu aydınlatması halinde cezadan indirim almasını sağlayan bir düzenlemedir. Eğer fail, yetkili makamlara suç henüz ortaya çıkmadan önce bilgi verirse ve bu bilgi ile suçlular yakalanırsa, fail cezadan muaf tutulabilir. Etkin pişmanlık, uyuşturucu madde suçu işleyen kişilere ceza indirimi sağlayan önemli bir hukuki düzenlemedir.

Uyuşturucu madde suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için failin suçu aydınlatacak nitelikte bilgi vermesi gerekmektedir. Eğer bu bilgiler, uyuşturucunun kaynağına ya da suç ortaklarına ulaşmayı sağlarsa, fail ceza almadan kurtulabilir. Ancak, suçu işledikten sonra yakalanmadan önce yetkili makamlara başvuran kişiler bu haktan faydalanabilir.

Etkin pişmanlık hükümleri, uyuşturucu madde suçlarını işleyen kişiler için bir teşvik unsuru olarak kullanılmaktadır. Failin suçu aydınlatmak için verdiği bilgiler, diğer suçluların yakalanmasını sağlarsa, ceza tamamen kaldırılabilir ya da hafifletilebilir. Bu düzenleme, özellikle örgütlü suçlarda suça karışmış kişilerin pişmanlık göstererek ceza almaktan kurtulmasına olanak tanır.

Soruşturma Aşamasında Kamu Davası Açılmasının Ertelenmesi ve Denetimli Serbestlik

Savcılığın suç şüphesi üzerine delil topladığı soruşturma aşaması, kamu davası açılmadan önceki en kritik safhalardan biridir. Bu süreçte savcı, yeterli suç şüphesine ulaştığında bir iddianame hazırlayarak kamu davası açar. Ancak bazı durumlarda, özellikle uyuşturucu madde kullanma suçlarında, savcılık 5 yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi yönünde karar verebilir. Bu süreçte şüpheli, denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulur ve bu tedbire en az 1 yıl süreyle uymak zorundadır.

Denetimli serbestlik süresi, gerektiğinde 6 aylık dönemlerle uzatılabilir ve bu süre en fazla 2 yıl olabilir. Şüphelinin bu süre boyunca herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde kullanıp kullanmadığının anlaşılabilmesi için yılda iki kez test yapılır. Savcılık, denetimli serbestlik kararıyla kamu davasının açılmasını erteleyebilir, ancak bu karara şüpheli itiraz edebilir.

Eğer şüpheli denetimli serbestlik süresince yükümlülüklerini yerine getirmezse, kamu davası açılmasına karar verilir. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılması, belirli şartların oluşmasına bağlıdır. Bu şartlar oluştuğunda, şüpheli hakkında soruşturma başlatılır ve ceza davası açılır.

Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararının Kaldırılması

Savcılık tarafından verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı, şüphelinin belirli yükümlülükleri yerine getirmesi şartıyla yürürlükte kalır. Ancak şüpheli bu yükümlülüklere uymadığında, kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılır. Bu durumda, şüphelinin karşı karşıya olduğu cezai süreç yeniden başlar.

Şüpheli, kendisine verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uygun davranmak zorundadır. Eğer bu yükümlülükleri en az iki kez ihlal ederse, erteleme kararı ortadan kalkar ve hakkında ceza davası açılır. Özellikle uyuşturucu madde kullanma, bulundurma veya satın alma gibi davranışlar bu sürecin sonlanmasına neden olabilir.

Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılması, şüphelinin belirli yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda gerçekleşir. Bu karardan sonra, şüpheli hakkında cezai işlemler başlatılır ve savcılık kamu davasını açar. Erteleme süresinde kurallara uyan şüpheliler ise cezai işlemden kurtulabilirler.

Soruşturma Aşamasında Denetimli Serbestlik İhlali ve Kamu Davası Açılması

Şüpheli denetimli serbestlik kurallarını ihlal ettiğinde, savcılık tarafından hakkında kamu davası açılır. Soruşturma aşamasında, savcılık denetimli serbestlik kararını şüpheliye bildirir ve şüphelinin belirtilen süre içinde denetimli serbestlik programına katılması beklenir. Eğer şüpheli 10 günlük süre içinde başvurmazsa, bu durumda tutanak tutulur ve dosya yeniden savcılığa gönderilir.

Denetimli serbestlik ihlalleri, şüphelinin iki defa denetim kurallarını ihlal etmesi durumunda savcılığa bildirilir. Bu aşamadan sonra savcılık iddianame hazırlayarak kamu davasını açar. Şüpheli denetimli serbestlik süresince yükümlülüklerini yerine getirdiği takdirde hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Ancak, denetim kurallarını ihlal eden şüpheliler için kamu davası başlatılır ve cezai süreç devam eder.

Denetimli serbestlik ihlali ciddi bir durumdur ve şüphelinin kamu davası açılmasına neden olur. Mahkeme, şüphelinin yükümlülüklerine uymadığını tespit ettiğinde, kamu davası açılmasına karar verir ve şüpheli hakkında ceza yargılaması başlar.

Kovuşturma Aşamasında Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu ve HAGB

Kovuşturma aşaması, ceza davasının yargılamasının başladığı aşamadır. Bu süreçte savcı, uyuşturucu madde kullanma suçundan dolayı şüpheli hakkında kamu davası açar. Ancak bazı durumlarda, şüpheli hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı verilebilir. Bu karar, suçun niteliğine ve failin durumu göz önünde bulundurularak verilir.

HAGB kararı verildiğinde, şüpheli belirli bir denetim süresine tabi tutulur. Bu süre içinde şüpheli yeniden suç işlerse, daha önce verilen HAGB kararı açıklanır ve ceza infaz edilir. Ancak, şüpheli denetim süresi boyunca suç işlemezse, ceza ortadan kalkar ve şüpheli hakkında hüküm verilmemiş sayılır.

Uyuşturucu madde kullanma suçunda HAGB kararı verildiğinde, şüpheli denetim süresi boyunca sıkı denetim altında tutulur. Eğer bu süreçte yeniden suç işlerse, ceza açıklanır ve mahkeme tarafından hüküm infaz edilir.

Uyuşturucu Madde Kullanma / Bulundurma Suçu ve İdrar Testi

Denetimli serbestlik uygulaması kapsamında, uyuşturucu madde kullanma ya da bulundurma suçu ile ilgili olarak şüphelilere idrar testi uygulanır. Bu test, şüphelinin uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek amacıyla yapılır. Denetimli serbestlik altında bulunan şüpheliler, belirli sürelerde sağlık kuruluşlarına giderek bu testi vermek zorundadır.

Şüphelinin idrar testini vermemesi durumunda, denetimli serbestlik tedbiri sona erer ve şüpheli hakkında kamu davası açılır. Test sonuçları pozitif çıkan şüphelilere ise tedavi tedbiri uygulanır. Tedavi süreci boyunca da şüpheliden belirli aralıklarla yeniden idrar testi istenir. İkinci kez test sonucunda yükümlülük ihlali tespit edilirse, dosya kapatılarak savcılığa gönderilir.

Uyuşturucu madde kullanımını tespit etmek amacıyla uygulanan idrar testleri, denetimli serbestlik süresinin önemli bir parçasıdır. Şüpheli, bu testleri vermekle yükümlüdür ve yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde cezai işlemler başlatılır.

 

Başa dön tuşu
İletişim